7 Ağustos 2019 Çarşamba

ABD'NİN BİR ÜLKEYİ "KUR MANİPÜLATÖRÜ" İLAN ETMESİ NE ANLAMA GELİYOR?

ABD Hazine Bakanlığı Mayıs sonundan bu yana yalnızca 12 en büyük ticari partnerini değil, ABD ile 40 milyar doların üzerinde ikili ticarete sahip tüm ülkeleri izleme kriteri kapsamına aldı.

Ayrıca ABD izlenme kriterlerinden olan cari fazlanın eşiğini GSYH'nın yüzde 3'ünden fazla olması kriterini de yüzde 2'ye indirerek, izlenen ülkeler listesini de genişletmişti.
29 Mayıs’ta yayımlanan raporda Çin kur manipülatörü sayılmamış ancak yakından izlenmesi gereken ülkeler arasına alınmıştı.

ABD  hangi ülkeleri izliyor?

29 Mayıs tarihli 'ABD'nin Önemli Ticaret Partnerlerinin Makro Ekonomik ve Döviz kuru Politikaları" raporunda; İrlanda, İtalya, Malezya, Singapur ve Vietnam, halihazırda izlenmekte olan Çin, Almanya, Japonya ve Güney Kore dörtlüsüne eklenirken, Hindistan ve İsviçre ek inceleme kapsamındaki ülkeler listesinden çıkarılmıştı.

Kur manipülatörü ilan etmek için gerekli kriterler neler?

1988 yılında çıkan yasa kapsamında, ABD Hazinesi bir ülkeyi kur manipülatörü olarak tanımlayıp tanımlamayacağına dair;
·     
          - ABD ile ciddi ticaret fazlası,
·         - Cari fazlanın GSYH'nin yüzde 2'sinden fazla olması
·         - Tek taraflı, kalıcı kur müdahalesine ilişkin kanıtlar

olmak üzere üç ana kritere bakıyor. Kur manipülasyonu durumunda ilgili ülkeye çeşitli ticari yaptırımlar uygulanıyor.
ABD'NİN ÇİN'İ KUR MANİPÜLATÖRÜ İLAN ETTİĞİ RESMİ AÇIKLAMA
ÇİN HALK BANKASINDAN DÖVİZ MANİPÜLATÖRÜ SUÇLAMASINA YANIT

ANLAYAMADIM VALLAHİ... İSTANBUL-İZMİR OTOYOLUNU KULLANAN BİR ARABA, NASIL 228 TL'LİK ZAMAN TASARRUFU SAĞLIYOR?

Sizce "zaman tasarrufu"nun ölçü birimi nedir? Elbetteki zamanı ölçtüğümüz saniye, dakika, saat vesairedir. Bunu paraya (TL) çevirmek mümkün müdür? Yani metreyi inç'e çevirmek, varili ton hesabına çevirmek gibi aralarında hiç değişmeyen bir 'sabit' var mıdır? Ben duymadım.
Ancak bugün yayınlanan bir haberde "İstanbul-İzmir Otoyolu'nun kullanılması durumunda iş seyahatlerinde bir otomobil için zaman tasarrufu tutarı 228 liradır" denildi. Ancak hesabın nasıl yapıldığı anlatılmadı.
Diyelim ki söylendiği gibi İstanbul-İzmir arasını 8,5 değil de 3,5 saatte kat ettiniz. İzmir'e daha erken gitmenin tek ölçü birimi saatten başka bir şey değildir. Yakıt tasarrufunu ölçmeyi anlayabilirim, çünkü yol 80 küsur kilometre daha kısa...
Otomobili sürekli ve kesintisiz yüksek hızla sürmenin de tasarrufu buna eklenebilir. Ha bir de paranın zaman değeri var ki, bu konuyla alakalı hiç değil. Tamam "vakit nakittir" derler ama vakit görecelidir.
100 metreyi 9,5 saniyede koşan bir atletin kazancı kendine göredir, bankaya koyduğunuz 100 milyon liranın 9,5 saniyelik kazancı kendine göre... Ben anlayamadım vallahi 5 saatlik zaman tasarrufunun nasıl paraya çevrildiğini ve bunun nasıl 228 TL olduğunu..!
Bu konuda bilmediğimiz bir hesaplama yöntemi varsa merakla dinleyip öğrenmeye, buradan da sizinle paylaşmaya hazırım. Saygılarımla...
(Bu yazı 06 Ağustos 2019 tarihinde Twitter sayfamda yayınlanmıştır)

6 Ağustos 2019 Salı

TEMA VAKFI'NIN KAZ DAĞLARI-KİRAZLI'DAKİ ALTIN MADENİYLE İLGİLİ RESMİ AÇIKLAMASI

TEMA Vakfı’ndan çağrı: Çanakkale Kirazlı’da ÇED’e aykırı davranan işletmeyi durdurun

Çanakkale Kirazlı Siyanürlü Altın Madeni’nin durdurulması için 100.000’e yakın imza toplayan TEMA Vakfı, Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’ndan bölgede kesilen ağaç sayısının tespitini ve Çevresel Etki Değerlendirme (ÇED) raporuna aykırı davranan işletmenin durdurulmasını talep etti. TEMA Vakfı, Kirazlı Siyanürlü Altın Madeni ile ilgili bilgi kirliliğinin önüne geçmek için de bir bilgi notu yayımladı.

Altın madeni için bölgede kesilen ağaç sayısını uydu görüntüleri üzerinden 195.000 olarak tespit eden TEMA Vakfı, bu sayının Çevre ve Şehircilik Bakanlığı ve Çanakkale Valiliği tarafından doğrulanması için gereken başvuruyu yaptı. Konuyla ilgili yetkili mercilerden yanıt beklediklerini belirten TEMA Vakfı Yönetim Kurulu Başkanı Deniz Ataç, “Altın madeni, olumlu kararı alan çevresel etki değerlendirmesi (ÇED) raporunda belirtildiği gibi 45.650 ağaç kesileceği yönünde bir planla Mart 2019’da Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı’ndan işletme iznini aldı. Ancak uydu görüntüleri üzerinde yaptığımız incelemeler sonucunda kesilen ağaç sayısının ÇED raporuna aykırı olarak 195.000 adet olduğunu tespit ettik. Bunun üzerine ağaç sayısı ile ilgili kaygılarımızı açıklığa kavuşturmak için 25 gün önce Çevre ve Şehircilik Bakanlığı ve Çanakkale Valiliği gibi taraflara resmi yazı yazdık ve change.org’da bölgenin doğasına ve tüm canlılarına sahip çıkmak için imza kampanyası başlattık. #altındaölümvar etiketiyle sürdürdüğümüz kampanyamıza bugüne kadar yaklaşık 100.000 kişi imza vermiş olmasına rağmen yetkili mercilerden hala herhangi bir yanıt alamadık. Bir an önce ağaç sayısının açıklanmasını, buna göre ÇED'e aykırı işlem yapılıp yapılmadığının belirlenmesini istiyoruz” dedi.

3 Ağustos 2019 Cumartesi

KRİZ ORTAMINDA MORTGAGE'A (ÖLÜM SÖZLEŞMESİ) GİRMEK CESARET İSTER

Konut kredilerinde faizler yüzde 1'in altına çekildi. Mortgage, sözcük kökeni itibarıyla "ölüm sözleşmesi" anlamına geliyor. Ki, 15 yıl boyunca kredi ödeyebilmek, gerçekten ölümden beter.
O nedenle mortgage kredisi kullanmak isteyenlere tavsiyem şu: Kendi öz kaynağınızdan ödediğiniz yüzde 25'lik peşinat bir yana, mortgage taksitleriniz düzenli aylık gelirinizin üçte birini şu anda da, gelecekte de aşmasın. Bu oran, yaklaşık 100 yıllık tecrübelerin bir sonucu.
İleride elime toplu para geçer, mortgage'ı öder kurtulurum derseniz... Yüzde 2 erken çıkış cezası ödersiniz. Yapacağınız sözleşmede, faizlerin sözgelimi aylık 0.70'e düşmesi halinde yeniden yapılandırma hakkınız da bulunmalı.

(Tıklayınız) 3,15 MİLYAR TL'LİK VDMK İHRACINDA ALMAN KONUT FİNANSMAN MODELİ 'PFANDBRIEF'TEN ESİNLENİLDİ

Mortgage ödeme tablolarında, başlangıçta borcun sırf faiz kısmını ödersiniz. Banka, önceliği ana paraya değil faizlere verir ki, ana parası erimesin. Neredeyse toplam vadenin ortasından sonra anapara ile faiz ödemeleri eşitlenir.
Mortgage'ta bankanın temerrüte tahammülü 2 aydır. İki ay taksit ödeyemezseniz, hacze geçip sizi evden çıkarır. Ödediğiniz tüm borçları da yok sayar ve sizi sözleşmedeki rakam kadar borçlu sayar. Bu incelik ve zorunlulukları bilmeden, kriz ortamında mortgage'a girmek cesaret ister.
(Bu yazı 02 Ağustos 2019 tarihinde Twitter sayfamda yayınlanmıştır)

2 Ağustos 2019 Cuma

BELEDİYEDEN DEVLET MEMURLUĞUNA "EKSPRES" GEÇİŞ YOLU: ÖZEL KALEMLER



Devlet memuriyetine "ekspres" geçiş yolu:
Önce belediye özel kalemine al, birkaç ay sonra kamu kurumlarına gönder.
Gazeteciliğe 1988'de başladığımda kulislerde öğrendiğim bu kara düzen akraba kayırmacılığı yöntemi...

Aradan 31 yıl geçmiş olmasına rağmen, engellenmemiş.


Elbette bunun bir de 88 öncesi vardır...
Kullanılıp başarılı olunan -onlarca- muteber bir yöntem tabii ki...
İşin kötü yanı, iki satır kanun veya yönetmelikle bu "ekspres" yolun kapatılmamış olması...
Şuna "kim kapatmak ister ki böyle bir yolu? Bal tutan parmağını yalar" diyelim.
(Bu yazı 01 Ağustos 2019 tarihinde Twitter sayfamda yayınlanmıştır)

(Tıklayınız) KAMUDA TASARRUF İÇİN "TEK TİP MAKAM ODASI" ÇÖZÜM OLDU MU?

31 Temmuz 2019 Çarşamba

AMERİKAN DOLARI, KÜRESEL REZERV PARA STATÜSÜNÜ NE ZAMAN KAYBEDEBİLİR?


Cahit UYANIK

Amerika Birleşik Devletleri’nin (ABD) Çin’den ithalatına ek gümrük vergileri koyarak ticaret savaşını hızlandırdığı geçtiğimiz Haziran ayı başında, uluslararası kredi derecelendirme firması Fitch Ratings CNBC’ye ilginç bir açıklama yaptı. Fitch Ratings analisti James MacCormack, doların zamanla ‘rezerv para’ statüsünü kaybetmesine neden olabilecek faktörler bulunduğunu ifade etti ve bunları “ABD’nin uyguladığı ekonomik yaptırımlar” ile “ticarette korumacı politikalar” olarak açıkladı.

Analist, korumacı politikaların ticaretin Amerika'dan uzaklaşmasına ve ticaret ortaklarının dolar yerine kendi para birimlerini kullanmasına neden olduğunu vurguladı. ABD politikalarının İran ve Rusya gibi ülkeleri dolardan uzaklaştırdığını belirten uzman, Çinli ve Avrupalı politika yapıcıların kendi para birimlerinin rolünü genişletmek için fırsatlar aradığını dile getirdi.

Donald Trump’ın 2017 yılında başkan olmasıyla dünya ekonomisinde hızlanan bu etki-tepki mekanizmasını çok güzel açıklayan MacCormack, sözünü hiç sakınmadan “Doların küresel konumunu kaybetmesi yavaş da olsa gerçekleşiyor. IMF verilerine göre ülkelerin  döviz rezervleri içerisinde doların payı 2001'de yüzde 73 düzeyindeyken, 2018 sonunda yüzde 62´ye düştü. Bunun yanı sıra Dünya Altın Konseyi, merkez bankalarının 2018'de 1971´den beri en yüksek yıllık altın alımını gerçekleştiğini açıkladı. Eğer dolardan diğer para birimlerine ve para birimlerinden altına geçiş trendi devam ederse, dolar rezerv statüsünü kaybedecek ancak bu kademeli biçimde gerçekleşecek. Hala küresel merkez bankalarının değer biriktirmede ilk tercihleri dolar. Paradoksal bir şekilde doların küresel rolünün kaybolmasında asıl neden, ABD'nin kendisinin uyguladığı politikalardır” şeklinde ifadeler kullandı.

25 Temmuz 2019 Perşembe

BORIS JOHNSON, AB'YE "TÜRK MODELİ GÜMRÜK BİRLİĞİ İLE AYRILALIM" DİYEBİLİR

Brexit sürecini yakından izleyen biri olarak söyleyebilirim ki; İngilizler kulaklarını tersten gösterdiler. Cameron ayrılınca herkes Boris Johnson başbakan olur derken, Theresa May görevi aldı. Boris'in sert Brexitçiliği pazarlığa zarar verir diye düşündüler belki...

Ama gelin görün ki AB istenmeyen eş psikolojisine girip Brexit pazarlıklariıda taviz vermeyince May'in yumuşaklığı aleyhe döndü. May her yolu denedi ama sert Brexitçileri tatmin edemedi. Sonuçta sert Brexitçiler 3 yıllık gecikmeyle ipi ellerine aldılar.

Türkler gelip İngiltereyi ele geçirecek diyen Türk kanı taşıyan Boris, sert sert konuşup AB'nin patronlarını ikna edebilecek mi bakalım. Boris Türkiye'nin uyguladığı Gümrük Birliği modelini AB ve kendi kamuoyuna kabul ettirmeyi deneyebilir. Yani büyüķ dede yurdunun modeline dönüş...

19 Temmuz 2019 Cuma

EKONOMİ FIKRALARI: KUŞ YEMİ


Adam koca valizle gümrüğe girmiş. Gümrükçü sormuş:
- Ne var valizde?
- Kuş yemi memur bey.
- Aç bakalım valizi...
Açmışlar, altın kol saati dolu.
- Ulan sahtekar hani kuş yemiydi...
- Valla ben kuşlara vericem abi, artık yerlerse !!!

(Anonim)

17 Temmuz 2019 Çarşamba

JSF-F35 PROJESİ NEDİR? UÇAĞIN ORTA GÖVDESİ ABD VE TÜRKİYE'DE ÜRETİLİYOR

JSF/F-35 Müşterek Taarruz Uçağı, tek pilot ve tek motorlu, beşinci nesil, hava-yer taarruz, keşif, taktik, savunma gibi çok maksatlı, görevleri düşük görünürlük özelliğiyle gerçekleştirebilen bir avcı / savaş uçağıdır.
JSF/F-35 uçakları; Konvansiyonel (Yatay) İniş Kalkış Yapabilen (F-35A / CTOL), Kısa Kalkış - Dikine İniş Yapabilen (F-35B / STOVL) ve Uçak Gemisine İnebilen (F-35C / CV) olmak üzere üç versiyonda üretilmektedir.
Programda Türkiye'nin yanı sıra yer alan diğer katılımcı ülkeler şunlardır: Amerika Birleşik Devletleri, İngiltere, İtalya, Hollanda, Kanada, Avustralya, Norveç ve Danimarka.

Her ülkenin Havacılık ve Savunma Sanayii programa katkı sağlamaktadır. Türk Havacılık ve Uzay Sanayii  bu kapsamda önemli sorumluluklar üstlenmiştir.

Uçağın en karmaşık yapısal bölümlerinden birisi olan "F-35A Orta Gövde" ABD dışında tek kaynak olarak TUSAŞ tarafından üretilmektedir.

TÜRKİYE'NİN F35 PROJESİNDEN ÇIKARILMASI, CAATSA YAPTIRIMLARINDAN BAĞIMSIZ BİR UYGULAMA

ABD Savunma Bakan Vekili Patrick Shanahan tarafından 6 Haziran 2019’da Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar’a F35 ve S400 konusunda gönderilen mektup: 


Sayın Bay Bakan,
“Sizi Nisan’da Pentagon’da ağırlamak ve 28 Mayıs’ta beni telefonla aramış olmanız memnuniyet vericiydi. Görüşmelerimize kıymet veriyor ve 6 Nisan 2019 tarihli mektubunuz için teşekkür ediyorum. ABD, ABD-Türkiye diyaloguna ve stratejik ortaklığına büyük değer vermektedir. Ne var ki, Türkiye’nin S-400 sistemleri üzerine eğitim almak için Rusya’ya personel gönderdiğini öğrenmekle hayal kırıklığına uğradık. 

28 Mayıs’taki telefon konuşmamızda da tartıştığımız üzere, eğer Türkiye S-400 tedarik ederse, ülkelerimiz Türkiye’nin F-35 programını sürdürmemesi üzerine bir plan geliştirmek zorundadır. Değerli ilişkimizi sürdürmeyi gözetmekle birlikte, Türkiye S-400 teslimatını kabul ettiği takdirde F-35 almayacaktır. S-400 tutumunuzu değiştirme seçeneğiniz halen bulunmaktadır.

Haziran 2019 Brüksel toplantımız öncesinde, ABD’nin Türkiye’nin 31 Temmuz itibarıyla F-35 programına katılımını askıya almak üzere [planladığı] eylemlerinin bir özetini [mektuba] ekledim. Bu takvim, eğitim gören Türk F-35 öğrencilerinin, tamamı olmasa bile çoğunun, derslerini 31 Temmuz’da ABD’den ayrılmadan önce tamamlamalarına imkân tanıyacaktır. Milli Savunma Bakanlığını da Türk personele Birleşik Devletlerde yeni F-35 eğitim programı başlatmasını önermediğimizi, yakın gelecekte [mevcutların] geri çekilmesini beklediğimizi bildirdik.


(S400 ALMAMIZA RAĞMEN) TRUMP, TÜRKİYE'YE 100 F35 UÇAĞI SATACAK MI?

Trump gerçekten Türkiye'ye 100 F35'ten fazlasını vermeyeceğiz dedi mi biz mi yanlış anladık? Bu konuyla ilgili Haziran ayında iletilen mektupta S400 alırsaniz 31 Temmuz itibariyle F35 projesinden çıkarılacaksınız denilmiş ve parça da üretemeyeceğimiz yazılmiştı. Hangisi doğru?

Trump, barış konuşlanmasi formülüne mi güveniyor da böyle konuşuyor? Yoksa Trump CAATSA yaptırımlarını 6 ay erteleme hakkını mı kullanacak? Ki 6 aylık erteleme Şubat-2020 yani bizim S400'lerin ilkinin kurulumunun biteceği zamana denk geliyor. Trump meseleyi zamana yayıyor bence.

S400 konusundaki en güzel yazılardan biri sanırım cumartesi günü Yılmaz Özdil tarafından yazıldı. "Çehov'un Tüfeği" başlıklı bu yazıyı herkesin okumasını öneririm. Çok karmaşık bir meseleyi nasıl oluyor da bu kadar basit şekilde anlatıyor Sn. Özdil? Örnek alınası...
(TIKLAYINIZ) YILMAZ ÖZDİL-ÇEHOV'UN TÜFEĞİ


(Bu yazı 16 Temmuz 2019 tarihinde Twitter sayfamda yayınlanmıştır)

16 Temmuz 2019 Salı

S400'LERDE 'BARIŞ KONUŞLANMASI' FORMÜLÜ NİSAN-2020'DE TEST EDİLECEK

Cumhurbaşkanı Erdoğan, S400'lerin Nisan-2020'de yerlerine yerleşmiş olacağını söyledi. Bu durumda S400 ile ilgili 'barış konuşlanması' yapılacağı ve radarlarının açılıp açılmayacağı iddialarının doğruluğunun testi gelecek ilkbahara kalmış oldu.

Erdoğan hem Ankara Emniyeti yeni bina açılışı hem de Atatürk Havalimanındaki törende S400'lerin Ruslarla ortak üretileceğini kuvvetle vurguladı. Türkiye savunma sanayi
alımlarında yerli katkı anlamına gelen off-seti hep uyguluyor.

Demek ki 3, 4, 5 veya 6. Parti S400'lerde Türk malı parçalar da olacak. Ortak üretim kararı ABD ile ilişkilerin yakın gelecekte hep soğuk ve mesafeli olacağının işareti. Ayrıca CAATSA yaptırımları da Demoklesin Kılıcı gibi başımızda sallanmaya devam edecek gibi duruyor.
(Bu yazı 15 Temmuz 2019 tarihinde Twitter sayfamda yayınlanmıştır)

13 Temmuz 2019 Cumartesi

TÜRKİYE'YE YÖNELİK CAATSA YAPTIRIMLARI HAFİF BAŞLAYIP SONRADAN AĞIRLAŞABİLİR



ABD'nin CAATSA yaptırımlarını inceledim. 
12 yaptırımın 10'u doğrudan veya dolaylı ekonomik. 
Seçilecek 5 yaptırımdan en az 3'ü ekonomiyle ilgili olacak anlaşılan...
Rusya ile savunma alımı ilişkisi kurduğumuz için CAATSA kapsamına giriyoruz. 

S400 ortak üretimi gibi uzun vadeli ilişkiler, başlangıçta hafifler seçilse de, zaman içinde yaptırımları ağırlaştırabilir.  
Aslında yaptırımları 'finans ağırlıklı ekonomik' ve 'firmaları etkileyecek ekonomik yaptırımlar' olarak analiz edebiliriz. 

Özellikle finans ağırlıklı yaptırımlar dış kaynağa çok bağımlı olan Türkiye'yi zorlayabilir. IMF ve DB gibi kurumlarla anlaşamaz hale geliriz.
(Bu yazı 12 Temmuz 2019 tarihinde Twitter sayfamda yayınlanmıştır)

12 Temmuz 2019 Cuma

S-400'LER TÜRKİYE'YE GELDİ, ABD'NİN YAPTIRIMLARI NE OLACAK, NE ZAMAN BAŞLAYACAK?

Türkiye Rus yapımı S-400 füze savunma sistemlerini almakta, ABD Kongresi de bu durumda Türkiye’ye yaptırım uygulanmasında ısrarlı. Ankara, Başkan Trump’tan muafiyet beklentisi içinde. Peki Türkiye’ye yaptırım uygulanmasını öngören ve kısa adıyla CAATSA olarak bilinen yasa ne diyor? Türkiye’nin S-400’leri teslim alması halinde sürecin nasıl işlemesi bekleniyor?

Meşhur yasa “CAATSA” ne diyor?
ABD Kongresi’nin Türkiye’ye S-400 füze savunma sistemi alımı sebebiyle yaptırım uygulanması ısrarının arkasında kısa adıyla CAATSA (Amerika’nın Hasımlarına Yaptırımlar Yoluyla Karşı Koyma Yasası) olarak bilinen yasa var.
2 Ağustos 2017’de Başkan Trump’ın imzasıyla yürürlüğe giren CAATSA İran, Kuzey Kore ve Rusya’ya uygulanan yaptırımların da dayanağı.
CAATSA, “Rusya Federasyonu’nun savunma ya da istihbarat sektörleriyle ya da bunlar adına çalışan kurum ve kişilerle önemli düzeyde alışverişte bulunan kişi ve kurumlara yaptırım uygulanmasını" öngörüyor. Türkiye’ye Rus yapımı S-400 füze savunma sistemi sebebiyle yaptırım uygulanmasını öngören madde de bu.
ABD Başkanı Trump yasa gereği 70 sayfalık CAATSA metninde listelenen 12 yaptırım kaleminden en az beşini seçmek zorunda. Bu kalemler şöyle sıralanıyor:
(Tıklayın) S-400'LER TÜRKİYE'YE İŞTE BÖYLE GELDİ

5 Temmuz 2019 Cuma

ODTÜ'YÜ BİRİNCİLİKLE BİTİREN ENDÜSTRİ MÜHENDİSİ-İKTİSATÇI... ALİ BABACAN KİMDİR?

4 Nisan 1967'de Ankara'da doğdu. Baba adı Hilmi, anne adı Güner'dir.
İşletmeci ve Endüstri Mühendisi; Orta Doğu Teknik Üniversitesi Endüstri Mühendisliği Bölümünü birincilikle bitirdi. Yüksek lisansını ABD'de Northwestern Üniversitesi Kellogg School of Management'de İşletme Dalında tamamladı.
ABD'de finans sektörünün üst düzey yöneticilerine danışmanlık yapan özel bir şirkette çalıştı. Ankara'da ticaretle uğraştı. Adalet ve Kalkınma Partisi Kurucu Üyesi oldu.
(ALİ BABACAN'IN TBMM YEMİN TÖRENİ VİDEOSU İZLEYEN SAYFADADIR)
(ALİ BABACAN'IN AK PARTİ'DEN İSTİFA MEKTUBU İZLEYEN SAYFADADIR)

1 Temmuz 2019 Pazartesi

ABD-ÇİN EKONOMİ SAVAŞI, CEP TELEFONLARI ÜZERİNDEN TÜM DÜNYAYA YAYILDI

Cahit UYANIK

‘Android’ kelimesi ‘insansı, insana benzeyen’ anlamına geliyor. Kökeni Eski Yunan’a kadar giden bu sözcüğü ilk kez 1936 yılında ABD’li bilim kurgu yazarı Jack Williamson “The Cometeers” adlı hikayesinde kullandı. Bir başka iddiaya göre ise bu sözcük ilk kez Fransız yazar Auguste Villiers de l’Isle-Adam tarafından 19. Yüzyılda “Yarının Havva’sı” adlı bilim kurgu kitabında geçti.

‘İnsana yardım eden insansılar’ olarak da tanımlanabilecek ‘Android’ günümüzde, yaygın olarak kullanılan iki akıllı cep telefonu işletim sisteminden birine adını veriyor. Zaten Android İşletim Sistemi’nin simgesi de, başının iki yanından antenler çıkan insansı bir robot… (İşletim sistemini, dünyanın dört bir tarafındaki masaüstü ve dizüstü bilgisayarlarda yoğun olarak kullanılan Microsoft firmasının Windows programına benzetebiliriz. Telefonunuzu dikkatle incelediğinizde hangi işletim sisteminin, hangi sürümünü kullandığınızı rahatça bulabilirsiniz.) 

(Tıklayınız) TÜRKİYE'DE EKONOMİK KRİZ DÖVİZ CEPHESİNDEN BAŞLAR

Dünyadaki pazarın yüzde 75’ini elinde tutan Android işletim sistemini yaratan Google, bu ürününü geçen mayıs ayına kadar istisnasız ‘Her tür cihaz için bir teknoloji platformu’ olarak tanımlıyordu. Ancak ABD Başkanı Donald Trump’ın Çin’in ünlü Huawei firması ile ABD’li firmaların iş yapmasını sınırlayan ve hatta yasaklayan kararına kadar… Google, Trump’ın ilan ettiği bu kararın üzerinden daha bir hafta geçmeden Çinli cep telefonu ve telekomünikasyon ekipmanı üreticisi Huawei ile ilişkisini ‘sınırlandırdığını’ açıkladı. Çünkü Huawei cep telefonu işletim sistemi olarak Google’ın Android işletim sistemini kullanıyordu.