29 Mayıs 2023 Pazartesi

BU KARARDA İMZASI VARDI / HALEN YÜRÜRLÜKTEKİ 1211 SAYILI MERKEZ BANKASI KANUNUNU HAZIRLADI VE TCMB'NİN İLK BAŞKANI OLDU / NAİM TALU

Merkez Bankası Eski Başkanı NAİM TALU: 

"MERKEZ BANKASININ MUTLAK ÖZERKLİĞİ YANLIŞ BİR ANLAYIŞTIR"

Cahit UYANIK

Türkiye'de gündemden düşmeyen konulardan birisi de Merkez Bankası özerkliğidir. 1930'da çıkarılan ilk Merkez Bankası Yasası da, aslında dünyadaki genel gidişat dikkate alınarak, özerk bir yapı kurmayı amaçlıyordu. Çünkü hükümetler, savunma ve savaş masraflarını çoğunlukla merkez bankası kaynaklarına başvurarak finanse ediyorlardı. Atatürk zamanında çıkan yasa, zamanla etkisini yitirdi. Öyle ki yasa 1930-1970  döneminde tam 22 defa değiştirilmişti. Yasal değişikliklerin hemen hepsi de, merkez bankası özerkliğini azaltıcı unsurlar içeriyordu. 

İşte 1211 sayılı yeni Merkez Bankası Yasası böyle bir ortamda gündeme geldi. Şimdilerde Akbank İdare Meclisi Reisliği görevini yürüten Naim Talu, 1970'de Merkez Bankası Genel Müdürlüğü görevini yürütüyordu. Talu, 1211 sayılı yasayla birlikte "ilk merkez bankası başkanı" sıfatını da kazanmış oldu. Talu, daha sonra Ticaret Bakanlığı ve Başbakanlık gibi iki önemli görevi de üstlendi. Talu, hem bürokrat hem siyasetçi kimliğini üstlenmiş bir isim olarak; geçmişten günümüze merkez bankası özerkliği konusunda herkesin kulağına küpe olacak uyarılarda bulundu:

Ekonom: 1211 sayılı yasa öncesinde Türkiye'deki ekonomik ve siyasal ortam nasıl bir görünüm arz ediyordu? Bu yasanın çıkarılması en fazla hangi ihtiyaçtan kaynaklanmıştır?

Talu: Bilindiği üzere 1211 sayılı Merkez Bankası Kanununun kabul tarihi 14.1.1970'dir. O tarihteki ekonomik durumu kısa olarak şu şekilde tarif etmek mümkündür:

1958 senesi İstikrar Tedbirlerinin ortaya çıkardığı müsbet gelişmeler ve 1970 senesine kadar iktidardaki hükümetlerin mustakar ve bilgili çalışmaları sonucu olarak ekonomi, müspet inkişafını sürdüregelmiştir.

Diğer bir deyişle bir taraftan istikrar tedbirlerinin ortaya çıkardığı müspet tesir, diğer taraftan ekonominin planla tespit edilen hedeflere uygun yürütülmesi, makul sayılabilecek fiyat hareketleri ile oldukça hızlı kalkınma imkanını vermekte idi.

Fakat ekonominin o günlerde de görülen zafiyeti: a) finansman kifayetsizliği, b) fiyat hareketlerinin dünya standartlarının az da olsa üzerinde seyretmesi idi. Ayrıca sabit kur sisteminin cari olması, zaman içinde ihracat tıkanıklıklarını kaçınılmaz hale getiriyordu. 1970 senesine gelindiğinde, ekonomi tarihinin en büyük mustakar ve hızlı kalkınmasına şahit olduğumuz bir devreye ulaştığımızı gösterirken, ilerki senelerin de başarılı olması için bazı tedbirlerin alınmasının lüzumu da ortaya çıkarıyordu. 

Merkez Bankası Kanunun çıkarılmasının memleket ekonomisinin o tarihlerdeki durumu ile direk bir ilgisi yoktur. O tarihte mevcut olan kanun oldukça eskimiş idi ve Merkez Bankası bu kanunun değiştirilmesi zaruretini çok önceden görmüş ve müteaddit defalar yeni kanun çıkarılması teşebbüsünde bulunmuştur. O tarihe kadar yapılan bütün teşebbüsler netice vermemiştir. 

Ekonom: Yasa hazırlığı sırasında nasıl bir çalışma yaptınız? Dış ülkelerin merkez bankası yasalarının incelenmesi, ticari bankaların görüşünün alınması vb. çalışmalar yapıldı mı?

Talu: Beni Merkez Bankası Genel Müdürü olarak asaleten tayin etmek istediklerini Sayın Başbakan Süleyman Demirel bana bildirdiği sırada bir talebim olup olmadığını sormuş, ben de iki talebim olduğunu ifade etmiştim. Bu taleplerden biri, Merkez Bankasının kanununun eskimiş olması sebebi ile Bankanın modern bir Merkez Bankası Kanununa ihtiyaç olduğu, hazırlayacağımız bu tasarının kanunlaşması için gerekli yardımların esirgenmemesi idi. Sayın Başbakanın bana cevabı "Kanun tasarısını hazırlayın, ben Meclis'ten geçiririm" oldu. Bu münasebetle Sayın Demirel'e şükranlarımı bir kez daha ifade etmek isterim. 

Bankamız ilgili departmanları ve yetkilileri bu mevzuda çok hazırlıklı idiler. Elimizde bütün dünya merkez bankalarının kanunları mevcut olduğu gibi, beynelmilel teşekküllerin bu mevzudaki çalışmaları ve görüşleri de mevcut idi. Ayrıca özellikle orta vadeli kredi mekanizmasını o tarihteki sanayi kalkınmamız için hayati ehemniyette gördüğümüzden, bir heyet teşekkül ettirerek özellikle Almanya ve Fransa'daki tatbikatı incelemek üzere bu memleketlere gönderilmiş ve onların raporları da alınmış idi.

Kısaca Merkez Bankası bu kanun tasarısını hazırlamak için her bakımdan hazır bir haldeydi. Başkanlığını yaptığım bir heyet uzun bir çalışma içine girmiş, her madde üzerinde uzun ve ince müzakereler yapmış, her türlü düşünceyi ve görüşü ortaya koyarak nihai metni ortaya çıkarmıştır.

Tasarı hazırlandıktan sonra o zamanki prosedür gereği Maliye Bakanlığına sevk edilmiştir. Ayrıca peşinen çalışma için imkan vermek üzere Bakanlıklara ve Planlama Teşkilatına birer nüsha gönderilmiştir. Bu aşamada keyfiyet Sayın Başbakana iletilerek yardımları bir kere daha talep edilmiştir.

Ayrıca ifade etmek isterim ki, o tarihlerde Bankamız ile Maliye Bakanlığı ve Planlama Teşkilatı arasındaki münasebetler belki de ender görülen karşılıklı sevgi, saygı ve güven esaslarına dayanan mükemmel bir koordinasyon şeklinde yürümekte idi. Bir taraftan Sayın Başbakanın ilgisi, diğer taraftan Maliye Bakanlığı ve Planlama Teşkilatı mensuplarının teşvik ve destekleri ile hükümet tasarısı olarak Meclis gündemine alındı.

Ekonom: Yasa tasarısı özellikle Mecliste nasıl karşılandı? Siyasetçiler özerk merkez bankası fikrine nasıl ikna oldu?

Talu: Mecliste hükümet partisinin hakimiyeti vardı. Bu bakımdan bir müşkülata uğraması düşünülemezdi. Kaldı ki, o tarihlerdeki muhalefet partileri de böyle bir tasarının kanunlaşması için her türlü yardımı yapıyorlardı. Bankamız mensupları çok iyi hazırlanmışlardı. Her üyeyi teker teker görüp gerekli izahatı veriyor ve suallerini cevaplıyorlardı. Bu bakımdan Mecliste herhangi bir karşı koyma bahis konusu olmamıştır.

Ekonom: Yasayla getirilen ve Hazine'ye bütçenin yüzde 15'i kadar kısa vadeli avans imkanı tanıtan maddenin 1970'lerin ikinci yarısından itibaren yaşanan yüksek enflasyonun nedenlerinden olduğu ileri sürülüyor. Siz bu görüşe katılıyor musunuz?

Talu: 1970'lerin ikinci yarısında ortaya çıkan yüksek enflasyonu hazine avansı imkanına bağlamak tabii doğru değildir. Zira avans imkanının kendisi enflasyon yaratmaz, ancak aşırı avans kullanmak enflasyonun sebeplerinden biri olabilir. 

Zira enflasyonun çok sebebi olduğu malumdur. Aşırı avans kullanmak bir miktar talep enflasyonunu hızlandırabilir. Müdebbir hükümetlerin buna imkan vermemesi lazımdır. 1970'li senelerin ilk yarısında da bu imkan mevcuttu ama aşırı enflasyon olmadı. Kaldı ki aşırı enflasyonun sebebi, para arzının aşırı artmasıdır. Filvaki avansın aşırı kullanılması emisyon ve para arzını da artırır ise de, tek sebep bu değildir. Genelde şunu ifade etmek isterim: Enflasyonu önlemek hükümetlerin elindedir ve o hükümetler müsaade ederse enflasyon artar. Bu artışı bir takım sebeplere bağlamaya çalışmak işin esasını unutmak olur.

Ekonom: 1970'lerden günümüze 1211 sayılı yasanın uygulama örneklerini nasıl buluyorsunuz? Memnun olduğunuz veya eleştirdiğiniz uygulamalar neler?

Talu: Özerklik meselesi çok münakaşa edilebilir bir kavramdır. Üzerinde çok şey söylenebilir. Bana göre mutlak bir özerklik yanlış bir anlayıştır. Kaldı ki dünyada tam bir örnek de yoktur. Siyasi sorumluluk hükümetlerdedir. Sonuçta olan hadiselerin hesabını verecek hükümetlerdir. Mevcut kanunlar içinde icraatını yürütmek isteyen hükümetlerin gidişini başka mercilerce denetlemek mevcut siyasi sistemlerle bağdaşmaz. 

Burada mühim olan karşılıklı anlayıştır. Hükümet Merkez Bankasına hürmet etmeli, onun çalışmalarını kolaylaştırmalıdır. Merkez bankaları da hükümetlerin politikalarını paranın kıymetini düşürmeden desteklemelidirler. Karşılıklı anlayış ve saygı olmaksızın kanunlar yolu ile bu meselelerin çözülmesine imkan yoktur. 

Ben şanslı bir başkandım. O tarihteki hükümet ve Başbakanın bana ve diğer bürokratlara verdikleri imkan bize rahat çalışma ortamı yaratmış ve sonuçlar da müspet olmuştur. Hükümetlerin Merkez Bankası ve genellikle bürokratlarla ihtilafa düştüğü senelerde sonuçların iyi olmadığını herkes görmüştür. Bence bugün Merkez Bankası Kanunu güzel ve kifayetli bir kanundur. Yeter ki hükümetler bankaya gerekli ilgiyi göstersinler ve güvensinler.

‐-----------------------

Naim Talu
(1919-1998)

NAİM TALU'nun özgeçmişi

İstanbul, 22.07.1919'da doğdu. İstanbul Üniversitesi İktisat Fakültesini bitirdi. 1946 yılında T.C. Merkez Bankasına girdi. Çeşitli kademelerden geçerek 1970 senesinde Guvernör oldu. 1971-73 arasında kurulan iki hükümette Ticaret Bakanlığı yaptı. Nisan/73-Ocak/74 arası Başbakan oldu. 1974-76 arası senatörlükten sonra Akbank'a İdare Meclisi Üyesi olarak girdi ve 1976 yılından bu yana Reis olarak görevini sürdürmekte. Gevher Erdoğan ile evlidir (1946) ve iki kız çocuğu babasıdır. İngilizce biliyor.

(Not: Naim Talu, 15 Mayıs 1998'de vefat etmiştir.)


(Bu röportaj, Ekonomi Muhabirleri Derneği-EMD'nin yayın organı Ekonom dergisinin Mart-1997, Sayı: 4'de yayınlanmıştır.)

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder