9 Ağustos 2018 Perşembe

ABD-TÜRKİYE: EKONOMİK SORUNLAR, ESKİDEN "DAHA MASUM" VE "DAHA KOLAY"DI...


ABD İLE TÜRKİYE ARASINDA 
TİCARETTE DE SORUNLAR VAR

Cahit UYANIK 

ABD ile Türkiye arasında son dönemlerde siyasi alanda, Irak'a askeri müdahale ve özellikle Kuzey Irak'ta PKK'nın varlığı ile devam eden sıkıntılı dönem, iki ülke arasındaki ticari ilişkilerde de kendini hissettiriyor. Dış Ticaret Müsteşarlığı (DTM) tarafından ABD'yle ekonomik ve ticari ilişkilere yönelik hazırlanan raporda, bu sorunlar sıralandı. 

ABD İstanbul ve İzmir limanlarında bir konteyner güvenlik sistemi kurarak, bu ülkeye gidecek konteynerleri incelemek istiyor. Ancak Türkiye'de Emniyet ve Gümrük Müsteşarlığı buna karşı çıkıyor. Türkiye'ye satılan Amerikan malı viskilere yüksek vergi konulması bir başka sorun noktasını oluşturuyor. 


İhracat yüzde 28,6 arttı

DTM Anlaşmalar Genel Müdürlüğü tarafından hazırlanan ABD Ülke Raporunda 2004 yılında bu ülkeye ihracatın yüzde 28,6 artarak 4 milyar 827 milyon dolara, ithalatın da yüzde 34,1 yükselişle 4 milyar 690 milyon dolara çıktığı belirtildi.  ABD'ye ihracat, genel ihracat içinde yüzde 7,68'lik yer kaplarken, ABD'nin ithalatından yüzde 0,3'lük pay aldı. Bu rakam 1997'den bu yana en yüksek oran oldu. 

ABD'den ithalat ise Türkiye'nin ithalatı içinde yüzde 4,82 yer kaplarken, ABD'nin ihracatına oranı ise yüzde 0,5 oldu. 1997'den bu yana yaşanan gelişmelere bakıldığında ABD'den ithalat oransal olarak azalırken, ABD'nin ihracat içindeki oranı sabit kaldı. 

Limanlarda kontrol sorunu

Raporda daha sonra "İkili Ticari İlişkilerdeki Gündem Konuları" başlığı altında iki ülke arasında yaşanan sorunlar şöyle sıralandı:

Hazırlanan rapora göre 11 Eylül saldırısının ardından ABD Gümrük İdaresi, ithalatın büyük ölçüde deniz yoluyla yapıldığını gerekçe göstererek, konteynerlerin terörist eylemlerde kullanılmasını önlemek için "Konteyner Güvenlik Sisitemi" adı altında uygulama başlattı. Bu çalışma kapsamında ABD Gümrüğü, kargonun kendi limanlarına ulaşmadan önce yüklemenin yapıldığı limanda veya yolculuk esnasında taranmasını öngördü. 

ABD benzer sistemleri İzmir ve İstanbul limanlarında kurmak için başvuruda bulundu. Ancak; DTM konuya olumlu yaklaşmasına karşın, Emniyet Genel Müdürlüğü ve Gümrük Müsteşarlığı çekincelerde bulundu. Konuya ilişkin yapılan toplantıda ABD'li personelin gümrük sahasında istihdam edilmemesi şartıyla, İzmir Limanında sistemin kurulmasına olumlu bakılması kararlaştırıldı. 

İki ülke arasındaki sorunlu konulardan bir başkasına göre ise Türk ve ABD gemilerinin, karşı ülkenin limanları arasında, kendilerine ait konteyner gibi boş ekipmanları taşıma hakları bulunmuyor. Oysa ABD ile ticaret yapan birçok ülke, imzaladıkları anlaşmalarla bu hakkı birbirine karşılıklı olarak veriyor. Anlaşma olmaması, Türk bayraklı gemiler için zaman ve maddi kayıplara neden oluyor. Konuya ilişkin imzalanacak bir anlaşmanın Kabotaj Kanunu'na aykırı olup olmayacağı hakkında Dışişleri ile Denizcilik Müsteşarlığının farklı yorumları bulunuyor. Ancak bu anlaşma ile daha çok, Türk gemilerinin Amerikan limanları arasında boş ekipman taşıyacağı tahmin ediliyor.

Cargill'in kota sorunu

Cargill firması, üretim kapasitesinin 300 bin ton olduğunu fakat kendi yatırımlarından sonra 2002 Temmuz ayında nişasta bazlı şekere kota konulduğunu belirterek, toplam kotanın 275 bin ton olduğunu belirtiyor. Tesislerinin düşük kapasite ile çalışmasından dolayı zarara uğradığını ifade eden Cargill'in sorunu, ABD'li yetkililer tarafından her fırsatta gündeme getiriliyor. 

Rapora göre ABD menşeili viskilerde yüksek alkol limiti nedeniyle, gümrüklerden girişinde sorun yaşanması da ABD yetkililerince sık sık dile getirilen ancak çözüme kavuşmamış bir başka sorun.

Nitelikli Sanayi Bölgeleri kurulamadı 

Nitelikli sanayi bölgeleri (NSB) konusunda Kongre'ye sunulan ancak tekstil ve konfeksiyon gibi Türkiye için hassas sektörleri kapsam dışı bırakan yasa tasarısı,  2002'de Temsilciler Meclisinde kabul edildi. Ancak Senato'da iken ABD'nin Irak Harekatı öncesinde Mart 2003'te geri çekildi. Aralık 2003'teki toplantılarda konu tekstil ve konfeksiyonun kapsama alınması isteğiyle yeniden gündeme getirildi. Ancak olumsuz yanıt alındı.

Ayrıca raporda belirtilen bir diğer sorun; ABD, fikri mülkiyet hakları konusunda  eksiklikler olduğu gerekçesiyle 1989'da Türkiye'yi izleme, 1992'de de öncelikli izleme listesine aldı. Türkiye, 2001'de sağladığı ilerleme nedeniyle yeniden izleme listesinden döndürüldü, ancak ilaçta veri imtiyazı konusundaki eleştiriler dolayısıyla 2004 yılında tekrar öncelikli izleme listesine gönderildi. 
(Bu haber, 02 Eylül 2005 tarihli Referans gazetesinde yayınlanmıştır.)

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder