14 Şubat 2016 Pazar

YABANCI SERMAYE, TÜRKİYE'DE SIFIRDAN YATIRIM YAPMAYA SICAK BAKMIYOR

Cahit UYANIK

Merkez Bankası  (MB), bu yıl için yayınladığı Ödemeler Dengesi Raporunun ikincisinde cari açığın finansmanıyla ilgili  kaygılara geniş yer ayırdı. Raporda, 'borç yaratmayan sermaye kalemi' olarak nitelendirilen doğrudan yatırım girişlerindeki muhtemel yavaşlamanın cari işlemler açığının finansmanı ve sürdürülebilirliği açısından risk oluşturduğu belirtildi. 

Son dönemde küresel gelişmelerin yarattığı belirsizliğin doğrudan yatırım girişlerinin sürdürülebilirliği kaygılarını artırdığına dikkat çekilen raporda, "Greenfield" olarak tabir edilen sıfırdan yatırımların önemine dikkat çekildi. Bu tip yatırımların, doğrudan yatırımlar içindeki payının halen çok düşük seviyede olduğuna dikkat çekilen raporda,  bu durumun kaygıları artırdığı vurgulandı. MB, yapısal reform sürecine devam edilmesinin istihdam yaratacak yeni yatırımlar çekmek açısından önem kazandığını bildirdi.

Raporda 2007 yılında tarihi yüksek seviyelere ulaşan doğrudan yatırım girişlerinin 2008 yılının ilk yarısında yavaşlayarak 5,9 milyar dolar olarak gerçekleştiği, Türkiye'ye bu dönemde 7,6 milyar dolar doğrudan yatırım yapılırken, Türkiye'de yerleşiklerin de yurt dışına 1,7 milyar dolar yatırım gerçekleştirdiği belirtildi. Raporda, dış finansman imkanlarının azaldığı bir dönemde Türkiye'ye doğrudan yatırım girişlerinin devam ediyor olmasının önemli görüldüğü anlatıldı. 

TÜRKİYE’DEKİ KARIŞIK SİYASİ VE JEOPOLİTİK ORTAM, YABANCI SERMAYENİN GÖZÜNÜ KORKUTMAYA BAŞLADI

'Greenfield' ile ilgili veriler tüm dünyada yetersiz

Hazine Müsteşarlığı tarafından hazırlanan Uluslararası Doğrudan Yatırımlar-2007 raporunda da 'Greenfield' yatırımlara ilişkin özel bir bölüm ayrıldı. Sıfırdan ya da yeni yatırımların "piyasaya girişte, tam veya kısmi sahiplikle sıfırdan, yeni bir teşekkülün oluşturulmasını hedefleyen yatırım şekli" olarak tanımlandığı raporda, ülkelerin yeni yatırımları sınıflandırmada standart ölçütler kullanmadığı belirtildi. Bu nedenle kıyaslanabilir nitelikte ülke verileri bulunamadığı anlatılan raporda, "Türkiye, 2000'li yılların başına kadar uluslararası doğrudan yatırımların yıllık tutarı üzerine yoğunlaşmıştı. 2004 yılından itibaren hızlı bir artışla bu beklentiler karşılanınca, değerlendirmelerde piyasaya giriş şekli olarak yeni yatırımlar ön plana çıktı. Ancak veri sistemimizde yeni yatırımları ayırabilen yeni bir sınıflandırma ölçütü bulunmamaktadır. Ancak yeni şirket ve şube kuruluşlarını tüm sektörlerdeki yeni yatırımların bir ölçüsü olarak alabiliriz" denildi. 

Bu yaklaşım kabul edildiğinde 2002-2006 döneminde veri sistemine giren 9 bin 713 uluslararası sermayeli şirket arasından analiz için uygun niteliğe sahip 1.801'i üzerinde bir çalışma yapıldığı anlatılan raporda, yeni şirket ve şube kuruluşlarının payının yüzde 74-81 arasında olduğu belirtildi. Seçilmiş grupta incelemede özellikle Avrupa'dan gelen yatırımcıların, coğrafi olarak merkezlerine yakın, hızlı büyüme potansiyeli ile işleyen bir piyasası olan Türkiye'de yatırım yaparken yeni yatırım şeklinde yatırım yaptıkları belirtildi. 
(Bu haber, Referans gazetesinin 30 Eylül 2008 tarihli sayısında yayınlanmıştır.) 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder