19 Mayıs 2022 Perşembe

OKUDUĞUM KİTAPLAR / BOYALI KUŞ / JERZY KOSİNSKİ

KOSİNSKİ'NİN 'BOYALI KUŞ' ROMANI VE MEVLANA'NIN TOPAL KUŞLAR HİKAYESİ

Cahit UYANIK


Hatırlıyorum da...

Jerzy Kosinski'nin

"Boyalı Kuş" romanını çocukken duymuştum 

Araştırdım, 1968 yılındaki ilk baskısından sonra

Yıllarca baskı üstüne baskı yapmış 70'ler Türkiyesinde...

Bir türlü fırsat bulup okuyamamıştım sonradan...

Kısmet bu zamana imiş

Üstelik efsane çevirmen merhum Aydın Emeç'in Türkçesiyle...


İyi roman ilk sayfasından belli olur

Boyalı Kuş da yanıltmadı beni...

Bir kaç solukta okuyup bitirdim.

Sonra Kosinski'nin erken sonlanmış hayat hikayesini okudum

Kosinski'nin öz hayatı da filmlikmiş hani...

Polonya yılları, akademisyenlik, ABD, çelik endüstrisinin kraliçesiyle evlilik...

Boyalı Kuş'u yayınlayıp dünya çapında ünlenmesi...


Derken....

Wikipedia'dan okuyup öğrendim ki...

58 yaşında, 1991 yılında intihar ettiğinde...

Yanı başında bulunan notta

"Her zamankinden uzun uyuyacağım. Buna sonsuzluk deyin" yazıyormuş...


Yalnız Wikipedia Kosinski'nin intihar şeklini yazmamış...

Onu da hafızamdaki çöplükten ben aktarayım size:

Kosinski, kafasına naylon poşet geçirerek kendi yaşamını sonlandırmıştı.

Okuduğum haberlerden anımsadım...


İkinci Dünya Savaşı yıllarında Polonya'da geçen Boyalı Kuş...

Aynı kökenden gelse de, farklı görünüme veya yaşayış biçimine sahip insanların, çoğunluklar tarafından nasıl acımasız muamelelere maruz bırakılabileceğini anlatıyor bize...

Hem de ismini bile bilmediğimiz bir çocuğun gözünden, soluk soluğa...

Romandaki bir şeye kafası kızınca kuşları farklı renklere boyayıp kendi türdeşlerinin sürüsüne karıştıran kuşbaz Lekh karakteri ise unutulmaz...

Aynı türden olsa da...

Farklı renge boyanmış kuş göze yabancı geldiği için, sürünün saldırısında hep can veriyor...

Kuşbaz Lekh bundan, bizim anlayamayacağımız pis bir tatmin duyuyor.

Kara saçlı, kara gözlü, kara kaşlı, hafif esmer tenli roman kahramanı çocuğumuz da...

(Kosinski de esmer bir Polonyalıydı!)

Savaştan etkilenmesin, Almanların eline düşüp toplama kamplarında can vermesin diye gönderildiği köyde...

Sarışın, mavi gözlü, beyaz tenli Polonya köylülerince boyalı kuş muamelesiyle karşılanıyor.

Kimi çingeneye, kimi yahudiye benzetiyor zavallıcığı...

Çoğu zaman o küçücük yaşında ölümün kıyısından dönüyor çocuğumuz...

Bazen dövülüyor, bazen askılara asılıyor, bazen foseptiklere atılıyor...

Nazi işgali altındaki 

Köylerde evden eve dolaşırken...


Savaşın sonuna doğru

Çözüme yaklaşıyor çocuk ama...

Olmuyor, olamıyor...


Kuşlar üzerinden sembolleştirilen bu romanı okuyunca...

Mevlana'nın şu küçük hikayesi geldi aklıma:


"Bir gün bir bilge, kendi türleriyle uçmayı reddeden iki ayrı cins kuşa rastlar yol kenarında. Hayli merak eder bu iki farklı yaratığın nasıl olup da kendi aileleriyle, ait oldukları yerlerde yaşamak istemediklerini, nasıl olup da bir 'yabancı'yı kendi kardeşlerine yeğlediklerini.  Biri karga, diğeri leylek...

O kadar farklıdır ki kuşlar ihtimal veremez birbirlerini sevdiklerine, türdeşleriyle değil de birbirleriyle uçmayı yeğlediklerine...Öyle ya, karga dediğin kargalarla uçmalıdır, leylek dediğinse leyleklerle.

Yaklaşır ve merakla inceler kuşları.Ta ki her ikisinin de topal olduğunu keşfedinceye kadar.

O zaman anlar ki, birlikte kaçar, birlikte uçar, birlikte yaşarlar beklenenlerin yanında tutunamayanlar.

O zaman anlar ki, sahip oldukları değil, sahip olmadıklarıdır kimilerini birbirlerine yakın kılan.

Topal kuşlar birbirlerinin 'arıza'larını bilir ve sömürmek ya da örtmek yerine kabullenirler öylesine.

En sahici dostluklar ortak varlıklar üzerine değil, ortak yoksunluklar üzerine kurulanlardır.

Aynı şekilde zengin, aynı şekilde mesut olanların ortak paydaları sabun köpüğü gibidir uçar, söner.

Ortak acı, ortak hüzün, ortak pürüzdür esas yakınlaştıran, yaklaştıran."


Kosinski ve Mevlana... Birbirinden 700 sene farklı zamanlarda yaşasalar da, kuşlar üzerinden; farklı olanların başına gelebilecekleri ve bununla nasıl mücadele edeceklerini yani ortak sorunsalı ve çözüm yolunu ne güzel de hikaye ederek  anlatmışlar bize...


Peki Kosinski'nin naylon poşetli intiharına ne demeli? Belli ki kafasındaki sürülere bir türlü kabul edilmeyince, olanlar olmuş Boyalı Kuş Kosinski'ye...

(Bu yazı 19 Mayıs 2022 tarihinde Facebook sayfamda yayınlanmıştır.)

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder