31 Temmuz 2016 Pazar

RUSYA’NIN TÜRKİYE AMBARGOSUNUN İLK 6 AYI: İKİ ÜLKE DE ZARARDA…

Cahit UYANIK


Türkiye 24 Kasım 2015 tarihinde, hava sahasını ihlal ettiği gerekçesiyle Suriye sınırında Rus savaş uçağını düşürmüştü. Bu gelişmenin hemen ardından Rusya; Türkiye’den tarım ürünleri ithalatını durduracağını ve vatandaşlarını turizm amaçlı olarak Türkiye’ye göndermeyeceğini açıkladı. Rusya, müteahhitlik hizmetlerinden ortak savunma projelerine kadar Türkiye ile birçok işbirliği projelerini de askıya aldı.

Uzun yıllardır Türkiye’nin en yakın ekonomik partnerlerinden olan Rusya’nın uygulamaya başladığı ambargonun üzerinden 6 ay geçti. Bu süreçte Türkiye ekonomisi Rus ambargosundan hayli etkilenmişe benziyor. Bu etki, en hızlı şekilde dış ticaret ve turizm kanallarında hissedildi. Bu kanallar genel anlamda bakıldığında, iki ülke ekonomik ilişkilerinde Türkiye açısından denge unsuruydu. Türkiye Rusya’dan ithal ettiği doğal gaza ödediği dev faturayı; mal, ürün, hizmet ihracatı ile misafir ettiği Rus turistlerden kazandığı dövizle dengelemeye çalışıyordu. Rusya’nın bu kanalları neredeyse tamamen kapatması, Türkiye’nin zor duruma düşmesine sebep oldu. Ancak ambargonun ilk 6 ayı, bir başka gerçeği daha ortaya koydu ki; Rusya ekonomisi de bu durumdan olumsuz etkilenmeye başladı. Kısa bir ifade ile Rus ambargosunun kazananı yok; iki ülke de zararda…


Türk-Rus ekonomik ilişkilerinin ambargodan nasıl etkilendiğini görmek için ilk olarak dış ticaret rakamlarına bakalım. Resmi verilere göre Rusya’ya ihracatımız geçen yılın ilk 4 ayında 1 milyar 205 milyon dolar iken, yüzde 60’a yakın azalarak bu yıl aynı dönemde 485 milyon dolara düştü.  Yani Türkiye Rusya’ya 720 milyon dolar daha az mal satabildi. İthalatımız ise 7 milyar 608 milyon dolar iken, yüzde 20 azalarak 5 milyar 77 milyon dolara geriledi. Yani Türkiye’nin ithalatı 2 milyar 531 milyon dolar daha az gerçekleşti. Demek ki, dış ticarette Rus ambargosundan etkilenme düzeyi, her iki ülke için de yüksek oldu. Aynı dönemde 8 milyar 814 milyon dolar olan dış ticaret hacmi, 5 milyar 562 milyon dolara inerken; geçen yıl Rusya lehine 6 milyar 403 milyon dolar fazla veren dış ticaret, bu yıl yine Rusya’nın lehine 4 milyar 592 milyon dolar olarak gerçekleşti. Yani Rusya, Türkiye ile dış ticaretinden yaklaşık 1,8 milyar dolar daha az kazandı. Bu açıdan bakıldığında ambargonun tek taraflı çalışmadığını görüyoruz.

Türkiye’nin Rusya’ya sattığı mallar içinde tarım ürünleri önemli bir yere sahip. Ziraat Mühendisleri Odası’nın hazırladığı “Rusya Krizinin Tarımsal İhracata Etkisi Raporu”na göre; Aralık 2015-Mart 2016 arasındaki 4 aylık dönemde bu ülkeye yapılan tarım ihracatı yüzde 75 azalarak 450 milyon dolardan 97 milyon dolara düştü. Bu azalmanın -satılamayan malların iç pazara sürülmesi sebebiyle- Türkiye’deki enflasyonu aşağıya çektiği herkes tarafından kabul görüyor. Rusya ise Türkiye’den yasakladığı tarım ürünleri ithalatının kendi enflasyonunu yükselttiğini ise kabullenmiyor. Ancak gazetelerde Rusya’da bir adet domatesin 6 TL’den satıldığı haberleri yer alabiliyor.   

Rus ambargosunun hızlı bir şekilde hissedildiği ikinci kanal ise turizm oldu. Yılın ilk 4 ayı itibarıyla 2014 yılında Rusya’dan 423 bin 634; 2015 yılında ise 300 bin 719 turist gelmişken, bu sayı 2016 yılında 97 bin 177’ye düştü. Düşüş 2014 yılına göre yüzde 80’e, 2015 yılına göre ise yüzde 65’e yaklaştı. Bir turistin Türkiye’ye 700 dolar bıraktığı düşünülürse Rus turist sayısındaki azalmanın faturası yılın ilk 4 ayında 150-200 milyon dolar olarak hesaplanıyor. Ancak bu kaybın yıl sonunda 2 milyar dolara yaklaşabileceği hesaplanıyor. Çünkü ambargo böyle devam ederse Rusya’dan Türkiye’ye gelen ziyaretçi sayısının 1 milyonu bulması mucize olarak değerlendirilecek.

Türk-Rus ekonomik ilişkilerinin zamana yayılmış bir şekilde olumsuz etkilenebileceği üçüncü kanal ise Türk müteahhitlerinin Rusya’da üstlendiği işler. Türkiye Müteahhitler Birliği’nin (TMB) son yayınladığı İnşaat Sektörü Analizi'nde 2016 yılının ilk çeyreğinde yurt dışında 1,1 milyar ABD Doları değerinde 17 yeni proje üstlenildiği kaydedildi ve “Son dönemde üstlenilen proje tutarının geçmiş yılların aynı döneminde üstlenilen proje değerlerinin belirgin şekilde altında kalmasının büyük ölçüde Rusya, Libya ve Irak pazarlarındaki sorunlardan kaynaklandığı” vurgulandı. Yurtdışında üstlenilen projelerin ülkelere göre dağılımında lider konumda bulunan Rusya’da başlamış olan projelerin süreceği ancak imza aşamasında olan projelerin askıya alındığını bildiren TMB, yeni projeler alınmasının kısa vadede olası görülmediğini açıkça ifade etti.

TMB’nin diplomatik bir tavırla rakamlara dökmediği endişesini ise Türkiye Sosyal Ekonomik Siyasal Araştırmalar Vakfı (TÜSES) dile getirdi. TÜSES, Rusya ambargosunun etkilerine yönelik hazırladığı bir raporda “Rusya'da özellikle 2018 Dünya Kupası ile birlikte Türk müteahhitlik hizmetlerinin 5 milyar dolar gibi bir hacme ulaşması bekleniyordu. İnşaat sektöründe kötü senaryoda kaybın 3,5 milyar dolar mertebesinde gerçekleşme riski var" denildi. Rusya, 2014 Soçi Kış Olimpiyatları Tesislerini 20 bine yakın Türk işçisini organize eden Türk müteahhitlik firmaları ile zamanında yetiştirebilmişti. Rusya’daki 13 ayrı şehirde gerçekleştirilecek ve 50 milyar dolar harcanacak olan 2018 Dünya Futbol Şampiyonasında ise Türk müteahhitlerini yanında göremeyeceğe benziyor. 

Bu üç gösterge ve etkilediği diğer ekonomik göstergeler Rus ambargosunun iki ülkeye de zarar verdiğinin açık kanıtı. Aslında Rusya ambargosu öyle bir döneme denk geldi ki; iki ülkenin de zarar görmesi zaten kaçınılmazdı. Rusya; Avrupa Birliği (AB) ve Amerika Birleşik Devletleri’nin (ABD) uyguladığı ambargoyla mücadele ederken, en önemli ihraç kalemlerinden petrol ve doğal gaz fiyatlarında büyük düşüşler yaşıyor. Türkiye ise dünya ticaretinde yaşanan daralma, Orta Doğu ve Kuzey Afrika pazarlarının küçülmesi, FED’in faiz artırımı sebebiyle dolar kurunun kontrolden çıkma tehlikesi, euro’nun güç kaybetmesi sebebiyle Avrupa pazarına daha fazla mal satmasına rağmen daha az döviz kazanması, enflasyonu aşağıya çekmeye çalışma gibi çok önemli sorunlarla boğuşuyor. Bu sorunlara şimdi, Rusya ambargosu da eklenmiş vaziyette. Anlayacağınız bu iki komşu ülke, ekonomik açıdan birbirine çok muhtaç bir dönemde iken, ambargo sebebiyle zarardalar.

Türk-Rus ilişkilerinde bir başka kritik nokta ise Akkuyu Nükleer Santrali. Akkuyu’nun yatırım büyüklüğü 22 milyar dolar olarak öngörülüyor. Rusya, 2022 yılına kadar bu santrali inşa edip, ilk 15 yılı elektrik alım garantili olmak üzere 60 yıl boyunca işletecek. Projeyi yürüten Rus firmanın kendisine ortak aradığına dair haberler, ilk olarak mali darboğazda bulunmasına yorumlandı. Ancak Rus firmanın mali sorunların yanı sıra; Akkuyu’nun geleceğinin tehlikeye düşmemesi için bir üçüncü ülke şirketini devreye sokmak istediği yorumları da yapılıyor. Çünkü Türkiye’nin Akkuyu Nükleer Santralinin inşaat ve işletmesini Rusya’nın elinden alması, bu ülkenin uzun vadeli ekonomik çıkarlarına ciddi bir darbe olacaktır. 

Türkiye-Rusya ilişkilerinde 8 aylık gerginlik havasına rağmen ekonomik ilişkilerde henüz büyük ve kalıcı bir zarar yok. Yaşananlar, telafi edilebilecek türden gelişmeler… Rusya,  Türkiye’ye doğal gaz satışını aksatmazken; Türkiye de ödemelerinde bir sorun çıkartmadı. Rusya, bazı şartların yerine getirilmesi halinde ilişkilerin düzelebileceği sinyalini verirken, Türkiye ise alttan alarak bir karşı ambargo açıklamadı. Ancak Rus ekonomik ambargosunun kısa sürede yumuşatılacağı veya kaldırılacağına dair bir emare ise ufukta pek görünmüyor. Zaman zaman verilen demeçlerdeki kırıcılık unsuru giderek azalıp, karşılıklı beklentiler dile getirilse de; kimse, ilk adımı atmak istemiyor. 
(Bu yazı, Diplomatik Gözlem Dergisinin Temmuz-2016 tarihli sayısında yayınlanmıştır.)

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder