9 Mayıs 2016 Pazartesi

BM DÜNYA İNSANİ ZİRVESİ, SIĞINMACI SORUNUNDAKİ SAMİMİYETİ SINAYACAK


Cahit UYANIK


Yıl 1402… Moğol Hükümdarı Timurun önünden kaçan Azerbaycan hükümdarı Karakoyunlu Kara Yusuf ve Irak hükümdarı Ahmed Celayir, Osmanlı padişahı Yıldırım Sultan Bayezid’e sığındı. Timur, mektup yazarak Bayezid’den bu iki hükümdarı  iade etmesini istedi. Osmanlı’nın kökünü oluşturan Oğuz Töresi, kendisine sığınanların kesinlikle iade edilmemesini hüküm altına almıştır. Bayezid de bu töreye uydu ve kendisine sığınanları Timur’a vermedi. Bayezid, bu kararı ile 15’inci Yüzyıl’ın dünyadaki en büyük ordusuyla savaşmayı göze aldı. Bayezid, Ankara yakınlarındaki savaşı kaybetti ve Osmanlı devleti yıkılmanın eşiğine geldi. Yaklaşık 12 yıl süren “Fetret Devri” yaşandı ve Osmanlı Devleti yok olmanın eşiğinden döndü.

Yıl 2011-2016… Türkiye Cumhuriyeti, Suriye’deki iç savaştan kaçarak kendisine sığınan yaklaşık 3 milyon kişiye kucak açtı. Halen 3,1 milyon Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı iş aramasına rağmen, Suriyeli sığınmacılar için yaklaşık 10 milyar dolar harcadı. Harcanan para, kamplarda kalan yaklaşık 300 bin Suriyeli içindi. Kampta kalmayan Suriyeliler ise başta Gaziantep, Kilis, Adana, Mersin, İzmir, İstanbul, Ankara olmak üzere ülkenin neredeyse tüm şehirlerine yayılarak yaşamaya başladı. Türkiye, Suriyelilere yaşamlarını sürdürmeleri için barınma, iş, sağlık ve sosyal yardım imkanı sağladı.


Yaklaşık 600 yıl arayla gerçekleşen bu iki önemli olay, başı sıkışan herkes için Türkiye’nin her zaman güvenli bir liman olduğunu gösteriyor. Türkiye’nin tarihi, bu ve buna benzer yüzlerce sığınma hikayesi ile dolu. Polonyalılar, Beyaz Ruslar, İspanya’dan kaçan Yahudiler, Nazilerden kaçan bilim adamları… Hep Türkiye’nin kadirşinas, mazlumun yanında duran bir millet ve devlet olduğunun nişaneleri olarak tarihe yazıldılar.

Sığınmacılara kucak açma konusunda hayli güçlü bir geleneğe sahip olan ve şu anda dünyada en fazla sığınmacı barındıran Türkiye; 23-24 Mayıs 2016 tarihleri arasında sığınmacı sorunları ve çözüm yollarının ele alınacağı Birleşmiş Milletler (BM) 1. Dünya İnsani Zirvesi’ne İstanbul’da ev sahipliği yapacak. Bu zirve çok önemli; çünkü halen dünyada 60 milyon insan çatışmalar ve şiddet nedeniyle yerlerinden edilirken, her yıl 218 milyon insan doğal afetlerden dolayı mağdur oluyor. Her 3 dakikada bir 88 kişi zorla evlerinden çıkarılırken, savaş nedeniyle evlerinden uzak kalmanın ortalama süresi 17 yıl ve yerlerinden edilenler genellikle mülteci kamplarında kalıyor. 2007'de 4 olan iç savaş sayısı halen 11'e çıkarken, tüm bu çatışmaların ve şiddetin ekonomik maliyeti ise 14,3 trilyon dolar ve bu da küresel ekonominin yüzde 13,4'üne denk geliyor.
Görüldüğü gibi günümüzde insani yardıma muhtaç insanların sayısı hızla artarken, mevcut insani yardım sistemi para ve organizasyon becerisi açısından büyüyen sorunla mücadelede yetersiz kalıyor. Türkiye, son 7-8 yıldır yaptığı yardımlar ve kurduğu modeller sayesinde, bu konuda ciddi bir tecrübe edindi. BM, belki de Türkiye’nin takdirle izlenen bu çabaları ve başarılı yardım organizasyonları sebebiyle 2013 yılında, Dünya İnsani Zirvesini İsviçre’ye değil Türkiye’ye verdiğini açıklamıştı.
Netice itibarıyla 2016 yılının Mayıs ayında Türkiye ve İstanbul; dünya devletleri ve liderlerinin giderek büyüyen sığınmacı sorununun çözümü konusundaki samimiyetlerinin test edileceği bir ülke ve şehir olarak tarihe geçecek. Umudumuz ve beklentimiz ise insan onuruna yakışır çözümlerin bulunması…   

(Bu yazı, Gaziantep merkezli Ortadoğu Business Dergisinin Mayıs-2016 tarihli 37. Sayısında yayınlanmıştır.) 


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder