2 Mayıs 2016 Pazartesi

GÜMRÜK BİRLİĞİ DEĞİŞİKLİK MÜZAKERELERİ, SURİYELİLERİN GÖLGESİNDE KALDI

Cahit UYANIK

Türkiye ile Avrupa Birliği  (AB) geçen yılın sonbahar aylarından bu yana odağında Suriyeli ve diğer Orta Doğu ve Orta Asya ülkelerinden gelen sığınmacıların bulunduğu sıkı bir pazarlığın içinde. 18-19 Mart 2016 tarihinde toplanan zirvedeki uzlaşma ile bu konuda önemli bir mesafe alındı. Ancak; milyonlarca sığınmacıyı yakından ilgilendiren ve insani boyutu hayli yüksek olan bu mesele kamuoyu önünde büyük bir ilgi ile tartışılırken, AB-Türkiye ilişkileri açısından bir başka önemli gelişmeyi gölgede bıraktı: 20 yıllık sorunlu uygulamadan sonra, geçen yıl değiştirilmesi resmen ve ortak açıklama ile kararlaştırılan Gümrük Birliği Anlaşması... Zaten Türkiye-AB Zirvesi Ortak Açıklamasında bu konuya sadece bir cümle ile yer verilerek “Türkiye ve AB, Gümrük Birliği'nin iyileştirilmesi konusunda devam etmekte olan çalışmaları memnuniyetle karşılamıştır” denildi ve herhangi bir ayrıntıya girilmedi. Belli ki bu konu üzerinde ayrıntısıyla durulmamıştı.

Oysa geçen yıl Mayıs ayında revize edileceği AB ve Türkiye’nin ortak açıklaması ile ilan edilen Gümrük Birliği değişiklikleri konusundaki müzakerelerin, 2016 yılı ilkbahar aylarında başlaması planlanıyordu. Ancak sığınmacı krizinin daha acil ve öncelikli bir hale gelmesiyle Gümrük Birliği müzakerelerinin 6 aylık bir gecikmeyle, sonbahar aylarına sarkması kesinleşti.


Neden? Çünkü Gümrük Birliği anlaşmasının değiştirilmesi için resmi müzakerelere başlamadan önce;

1) Her iki tarafın da etki analizi çalışması yapması,
2) İç kamuoyları ile istişare gerçekleştirmesi  ve
3) Müzakereye başlayabilmeye yönelik onay süreçlerini tamamlaması

gerekiyor. Bu süreçlerin henüz hiç biri bitirilmiş değil. Tabii Türkiye için nispeten daha kolay olan bu süreçler; AB için hayli zorlu. Çünkü 28 üyenin tek tek bu süreçleri tamamlaması ve kendi içerisinde bir konsensusa varıp “Evet, Türkiye ile şu pozisyonu içerecek şekilde Gümrük Birliği değişikliklerini müzakere etmeye hazırız” demeleri gerekiyor. Şimdiden altı aylık gecikme yaşanan, belki 1-2 yıl sürecek ön onay ve yine 1 yıl sürebilecek esas müzakere süreci; Gümrük Birliği değişikliklerinin 2020’ye doğru ancak hayata geçebilme ihtimalini içinde barındırıyor.

Peki Türkiye, Gümrük Birliği anlaşması revizyonuna nasıl hazırlanıyor? Bu sorunun cevabını vermeden önce, Türkiye’nin bu meseleye nasıl baktığını anlamak gerekiyor. Ekonomi Bakanlığının bir çalışmasına göre;  AB ile uygulanan Gümrük Birliği anlaşması ‘asimetrik’ yani dengesi bozuk. Ayrıca öngörülen süreden daha uzun süredir uygulandığı için (Burada Gümrük Birliğinin bir süre uygulandıktan sonra tam üyeliğe geçileceği, ancak bunun gerçekleşmemesi sebebiyle anlaşmanın gereğinden çok süre uygulanmak zorunda kalındığı ima ediliyor)  birçok ‘sistemik sorun’a sebep oluyor. Ekonomi Bakanlığı bu sistemik sorunları şöyle sıralıyor:

1) Gümrük Birliği ile ilgili alanlarda AB’nin karar alma süreçlerinde Türkiye’nin yer almaması,
2) AB’nin imzaladığı serbest ticaret anlaşmalarının Türkiye tarafından üstlenilmesi gereğinin yarattığı güçlükler,
3)  Gümrük Birliğinden tam olarak yararlanılmasını engelleyen karayolu kotaları.

Ekonomi Bakanlığına göre, bu sistemik sorunların yanı sıra AB son yıllarda imzaladığı yeni nesil serbest ticaret anlaşmaları ile tarım, hizmetler, yatırımlar ve kamu alımları gibi alanlarda üçüncü ülkelerle, Türkiye ile olan ortaklık anlaşmasından daha derin tercihli düzenlemelere gitti. Türkiye de benzer şekilde, Gümrük Birliğinden daha geniş serbest ticaret anlaşmaları müzakere etmeye başladı. Güney Kore ile hizmetler ve yatırım, Peru ile hizmetler, Singapur ve Japonya ile hizmetler, yatırımlar ve kamu alımları anlaşma müzakereleri buna örnek verilebilir. Türkiye, AB ile ekonomik ve ticari ilişkilerin; her iki tarafın da girdiği yeni akımlar çerçevesinde geliştirmesinde fayda olduğunu düşünüyor.

Yeniden Gümrük Birliği anlaşması değişikliği sürecinde Türkiye’nin yaptığı çalışmaların  ayrıntılarına dönersek…  Türkiye özellikle ilk maddede yer alan etki analizi çalışması ve ikinci maddedeki iç istişare süreci için hazırlıklara başladı. Sivil toplum kuruluşları ile 17 Ağustos 2015 ve 1 Eylül 2015 tarihlerinde iki toplantı gerçekleştirildi. Ekonomi Bakanlığı bunun yanı sıra Gümrük Birliği konusunda, kendisinin paydaş olduğuna inanan kurumların sürece katkı vermesi amacıyla, içerisinde çeşitli soruların bulunduğu ‘görüş bildirme formları’ hazırlayarak bunlara verilen cevapları toplamaya başladı. 

Formlarda paydaşlara Gümrük Birliğinin genişletileceği hizmetler, kamu alımları, tarım sektörüne yönelik soruların yanı sıra; tarife ve tarife dışı engeller, gümrük uygulamaları, mevzuat ve standartlar konusunda yaşadıkları sorunların neler olduğu soruları yöneltilerek, çözüm önerilerini belirtmeleri de isteniyor. Toplantılar yapıldıkça bu tip formların sayısı artarken, sektör oyuncularına kendi sektörlerinin spesifik sorun ve beklentilerine yönelik daha ayrıntılı sorular yöneltiliyor.   

Gümrük Birliği anlaşmasının revize edilmesi denilince; AB ile Amerika Birleşik Devletleri (ABD) arasında halen görüşmeleri süren Trans Atlantik Yatırım Ortaklığı (TTIP) müzakerelerine değinmemek olmaz. Çünkü henüz uzmanlar tarafından fazla dillendirilmese de AB’nin ABD ile yürüttüğü TTIP müzakerelerindeki durumunun netleşmesi ve Türkiye ile gideceği Gümrük Birliği revizyonunun doğrudan ilişkisi bulunuyor. Çünkü yapılacak etki analizi ve tartışmalar yaşanacağı kesin olan onay sürecinde, ABD ile gidilecek böylesi büyük bir anlaşmanın tesirlerini öngörmemek mümkün değil.

ABD ile 2013 yılında başlayan TTIP müzakerelerinin 2017 yılı içinde bitirileceği  ve yürürlüğe girmesi için sürecin başlayabileceği düşünülüyor. Anlaşma sağlanırsa dünya hâsılasının yaklaşık olarak yarısını ve dünya ticaretinin yaklaşık olarak üçte birini oluşturan iki ekonomik blok gümrük vergilerini sıfırlayacak, gümrük dışı engelleri azaltacak ve birbirlerine yatırım kolaylıkları sağlayacak. Böylece de dünyanın en büyük serbest pazarını oluşturacaklar.

Ancak TTIP görüşmelerini yürüten her iki taraf da, Türkiye konusunda bir uzlaşmaya varmış değil. Bir düzenleme yapılmazsa bu anlaşmadan ciddi zarar göreceğini her fırsatta söyleyen Türkiye'nin endişelerine hak veriyorlar ve gerekli çalışmaların yapılacağını belirtmekle yetiniyorlar. AB, Türkiye'nin anlaşmaya dahil olmak için ABD'yle TTIP’a paralel bir ticaret anlaşması yapması gerektiğini konusunda ısrarcı. ABD ise sorunun AB-Türkiye arasında olduğunu söyleyerek, meselenin Gümrük Birliği şartlarında yapılacak bir değişikle çözülmesini öneriyor. Yöntem konusunda bir fikir birliği henüz yok.   

Türkiye, TTIP Anlaşması öncesinde Gümrük Birliği anlaşması değişikliğinin gerçekleştirilmesini istiyor. Çünkü uzmanlara göre eğer AB ve Türkiye, Gümrük Birliği’ni güncellemeyi başarırsa; sanayi mamullerinin ötesine geçilerek hizmetler, kamu alımları ve tarımsal ürünler de Gümrük Birliği’ne dahil olacak. Bunun da anlamı şu: AB ve ABD arasında müzakere edilmekte olan TTIP’in içeriği ve Türkiye ile AB arasındaki Gümrük Birliği arasında büyük ölçüde bir örtüşme sağlanmış olacak. Böylece bir sorun kalmamış olacak. Peki bu olmazsa? Uzun yıllardır gündemde olan ABD ve Türkiye arasında ikili serbest ticaret anlaşmasının TTIP’den bağımsız olarak müzakere edilmesi gerekeceği düşünülüyor. İşte bu nedenle Gümrük Birliği anlaşması değişikliği kritik önem taşıyor ve yazının başında bir ihtimal olarak belirttiğimiz 2020’ye sarkan 3-4 yıllık gecikmeye pek tahammülü bulunmuyor.

Nihayetinde şu anda Gümrük Birliğini müzakere etmeye başlamak için nispeten belirsiz bir ortam var. Fakat anlaşılıyor ki, iyi müzakere edilerek anlaşmaya varılan bir Gümrük Birliği anlaşması değişikliği; AB-Türkiye ilişkilerinin yanı sıra, AB-ABD-Türkiye ilişkilerini de yakından etkileyebilir. Nitekim Türkiye, her zemin ve her ortamda bu konuya ‘acil bir çözüm’ bulunması gerektiğini hep dile getiriyor. İşte 2016 yılının sonbahar ayları, şu anda muallakta olan Gümrük Birliği ile ilgili bütün bu çetrefil konuların açıklığa kavuşacağı bir zaman dilimi haline gelebilir.
(Bu yazı Diplomatik Gözlem Dergisinin Nisan-2016 tarihli sayısında yayınlanmıştır.)
20 YILLIK GÜMRÜK BİRLİĞİ ANLAŞMASI DEĞİŞTİRİLİYOR

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder