5 Nisan 2022 Salı

TÜRKİYE, 40 YILDIR UĞRAŞTIĞI DOĞAL GAZ DEPOLAMADA ANCAK 2023 YILINDA RAHATLAYABİLECEK

 Tuz Gölü Doğal Gaz
Yer Altı Depolama Tesisi

Cahit UYANIK

Türkiye, ‘jeo-politik risk artışı’ ile ‘normalden daha ağır geçen kış koşulları’ birleşince 2022 yılında doğal gaz depolamanın stratejik önemini bir kez daha yaşayarak öğrendi. Yalnız bu defa yaşanan sorun, bir kademe daha artışla sanayi işletmelerine doğal gaz kesintisi uygulanması boyutuna kadar büyüdü. Bunun sebebi Türkiye’de doğal gazın her geçen yıl, hem evlerde ısınma amaçlı hem de sanayide üretim sürecinde daha fazla kullanılıyor hale gelmesi… Türkiye Doğal Gaz Dağıtıcıları Birliğinin verilerine göre 2019 yılında 16,4 milyon olan abone sayısı, 2021 yılında 18,3 milyonu geçti.

Hükümet, ağır kış koşullarında kitlesel mağduriyetler yaşanmaması için doğal gaz kesintisi tercihini sanayi işletmelerinden yana kullandı. Çünkü konutların doğal gaz tüketimindeki payı iyice artarak birkaç yıl içinde yüzde 25’ten yüzde 30’a yükselmişti. Organize sanayi bölgelerindeki sanayi tesislerine uygulanan kesintilerin sebep olduğu ekonomik üretim kaybı ve bunun 2022 yılı büyüme rakamlarına negatif etkisi hakkında ise kimse resmi bir açıklama yapmadı. Bu kesintiyle 1 ila 5 milyar dolarlık üretim kaybına sebep olunduğu yönünde çeşitli tahminler var. Bu tahminlerin aritmetik ortalaması olan 3-4 milyar dolarlık üretim kaybı, GSYİH’nın yıllık 0,5 puan daha az gerçekleşmesi anlamına geliyor.  Söz gelimi bu kesinti sebebiyle 2022 yılında 750 milyar dolarlık bir üretim yerine, 746 milyar dolarlık bir GSYİH’ya ulaşabileceğiz ancak…

Ekonom dergisi 66. Sayı Sayfa 24-25

2023 yılında toplam 10 milyar metreküp

doğal gaz depolama kapasitesine ulaşılabilir

Peki Türkiye doğal gaz depolama konusunda yetersiz ve beceriksiz bir ülke mi? Yoksa ülkeyi yönetenler bir türlü bu konunun önemini anlamak istemiyor mu? Türkiye, beklenmedik meseleler karşısında (jeo-politik risklerin artması sebebiyle ithal gaz arzının azalması, hatlarda yaşanan ani arızalar dolayısıyla yaşanan kesintiler, kış koşullarındaki hızlı kötüleşme sebebiyle ani talep artışının karşılanması gereği vb.) önümüzdeki yıllarda sağlıklı doğal gaz akışının sürmesini sağlayan yeterli ve güvenli doğal gaz depolama kapasitesine ulaşabilecek mi? Türkiye’nin içinin rahat etmesi için ne kadarlık bir depo kapasitesine ulaşması gerekiyor?

Türkiye doğal gaz depolama konusunda yetersiz ve beceriksiz bir ülke değil; ancak meseleyi çözmek için biraz ağırdan alıyor. Benim de gazetecilik hayatım boyunca izlemeye çalıştığım gibi, 1984 yılından bu yana harekete geçilerek aksiyonlar alınmış. Türkiye, başlangıçta ülkeye ilk giren doğal gaz hattı olan Batı Hattı üzerindeki Ukrayna’da depo kiralayarak çözmeye çalıştığı bu meseleyi; kalıcı ve sağlıklı şekilde halledebilmek için de adımlar atmış. Silivri’deki tüketilmiş ham petrol yatakları (karada ve deniz altında) içine depolayarak ve Tuz Gölü’nün altına gökdelenler yüksekliğinde dev mağaralar (kaverna) kazılıp depolayarak iki büyük depo kapasitesi yaratılması planlanmış ve uygulamaya geçirilmiş.  Silivri’deki tesis bundan 15 yıl önce yani 2007 yılında hizmet vermeye, Tuz Gölü Deposunun ilk fazı ise bundan 5 yıl önce 2017 yılında işletilmeye başlanmış.

BOTAŞ’ın Ocak-2022 ayında yaptığı resmi açıklamaya göre; Silivri ile Tuz Gölü Yer Altı Doğal Gaz Depolama Tesislerinin halen 4,4 milyar metreküp olan depolama kapasitesi, sürdürülen genişletme çalışmalarıyla 2022 yılında 5,8; 2023 yılında ise 10 milyar metreküpe yükseltilecek. BOTAŞ, Silivri ile Tuz Gölü Yer Altı Tesisleri'nin toplam depolama kapasitesinin 2019'da 3,5 milyar metreküp iken, 2020'de 3,9 milyar, 2021'de ise 4,4 milyar metreküpe çıkarıldığını vurguladı.

BOTAŞ, tartışmaların odağındaki Tuz Gölü Yer Altı Doğal Gaz Depolama Tesisinin 2017 yılında 1. fazının, 2021 yılında ise 2. fazının devreye alınmak suretiyle tamamlandığını ve toplam 1,2 milyar metreküp depolama kapasitesine ulaşıldığını açıkladı. BOTAŞ, Tuz Gölü Deposunda 2019'da başlayan genişletme projesinin ise 2023'te tamamlanacağını ve toplamda 5,4 milyar metreküp depolama kapasitesinin sağlanacağını bildirdi. BOTAŞ böylece 2023 yılında 4,6 milyar metreküpü Silivri, 5,4 milyar metreküpü Tuz Gölü Deposu olmak üzere 10 milyar metreküplük kapasiteye çıkılacağını açıklamış oldu.

10 yetmez; Türkiye’ye tavsiye edilen doğal gaz

depolama kapasitesi 20 milyar metreküp

Peki 10 milyar metreküplük depolama kapasitesi Türkiye’ye yeter mi? Kış aylarında üşümeden rahat bir uyku uyumamızı, fabrikaların kesinti olmadan üretime devam etmesini, kesintisiz elektrik üretimini sağlayabilir mi?  İlgili kanuna göre Türkiye’de doğal gaz depolama  kapasitesinin, toplam tüketimin yüzde 10'u kadar olması gerekiyor. Türkiye 2021 yılında 61,5 milyar metreküp doğal gaz tüketmişti. Aynı yıl 4,4 milyar metreküp olan depolama kapasitesi, toplam tüketimin yüzde 7,1'ine karşılık geliyordu. Bu yıl (2022) toplam tüketimin 65 milyar metreküpe yükseleceği varsayıldığında, ulaşılacak depolama kapasitesi 5,8 milyar metreküp olacağı için bu oran ancak yüzde 8,9'a çıkabilecek.

2023 yılı tüketimi 68-70 milyar metreküp olduğunda ise 10 milyar metreküplük depo kapasitesi ile oran yüzde 15-yüzde 14,2 olarak gerçekleşerek ilk kez gerekli yasal asgari düzeyi geçmiş olacak. Bunu şöyle de yorumlayabiliriz: Türkiye, doğal gaz ithalatı yapmayı kararlaştırıp bu konuda bir master plan kabul ettiği 1984 yılından 39 yıl (neredeyse 40 yıl!); doğal gaz piyasalarını yasal bir düzenlemeye bağladığı ve yüzde 10 depo kapasitesi yaratılmasını öngördüğü 2001 yılından 22 yıl sonra ilk kez rahat bir nefes alabilecek.

Bu noktada bir başka soru daha akıllara geliyor. Türkiye’nin belirlediği yüzde 10 depolama kapasitesi ne kadar isabetli? Türkiye gibi 100 milyona yakın bir nüfusu barındıran (Bu, yaklaşık 30 milyon hanenin bulunması anlamına geliyor), coğrafik açıdan genişçe bir bölümünde 7-8 ay kış veya soğuk iklim şartlarının hüküm sürdüğü, oldukça büyük bir sanayi sektörünü de çevirmek zorunda olan bir ülkede yüzde 10’luk depolama kapasitesi (veya 2023 yılında ulaşılacak yüzde 15 kapasite) insana pek güven vermiyor. Henüz ulaşamadığımız yüzde 10’luk depolama şartının; doğal gaz tüketimi talebinin daha ılımlı artacağını öngördüğü, mevcut durumdaki hızlı ve hacimli artışı tahmin edemediği anlaşılıyor.

Nitekim Tuz Gölü Deposunun 2019’da başlayan ve 2023’te tamamlanacak genişletme fazına 1,2 milyar dolar kredi veren Dünya Bankası da benzeri bir görüşte. Dünya Bankası, Türkiye gibi bir ülkenin doğal gazı rahatça kullanabilmesi için aslında yüzde 25-30 civarında bir depolama kapasitesinin bulunması gerektiğini 2018 tarihli resmi dokümanlarında ifade ediyor. Bu durumda Türkiye’nin önümüzdeki 8-10 yılda ortalama doğal gaz tüketiminin 70 milyar metreküp olduğu varsayıldığında; yüzde 30’luk depolama kapasitesi yaratması gerektiği kabulüyle, 2023 yılında ulaşmayı planladığı 10 milyar metreküplük kapasitesi yetersiz kalıyor. Türkiye’nin bu kapasiteyi 2030 yılına kadar ikiye katlayarak 20-21 milyar metreküpe çıkarması gerekiyor. Bu da Türkiye’nin 2023 yılı sonrasındaki yeni doğal gaz depolama yatırımları için şimdiden kolları sıvaması gerektiğine işaret…

Özel sektörün kuracağı 4 milyar

metreküplük doğal gaz deposu ne oldu?

Türkiye, devlet eliyle doğal gaz depolama tesisleri kurmanın yanı sıra özel sektörün de bu alana girmesini çok istiyor. Bu alanda yatırım yapmaya niyetli girişimcilere büyük teşvikler veriliyor. Bu imkandan yararlanmak isteyen Bendis Enerji adlı firma 2015 yılında Mersin-Tarsus’ta 4 milyar metreküp kapasiteli bir depolama tesisi kurmak için stratejik yatırım teşvik belgesi alabilmişti. Ancak 2022 ve 2023 yıllarında hizmet vermeye başlaması öngörülen tesislerin gidişatına yönelik olarak,  son yıllarda kamuoyuna yansımış bir bilgi bulunmuyor. Firmanın internet sitesinde de yatırımın son durumu ve depoların hizmete alınma tarihi hakkında bir tarih yok. Bu tesisin devreye girdiği varsayıldığında ülkenin toplam depolama kapasitesi 10 milyar metreküpten 14 milyar metreküpe yükselebilecek. Bu tesisin özellikle yoğun bir sanayileşme ve nüfus yoğunlaşmasının bulunduğu Mersin, Adana, Gaziantep hattındaki doğal gaz arzını güvenli hale getirmesi bekleniyor.

Öte yandan Türkiye’nin artık yeni doğal gaz depo kapasiteleri yaratırken coğrafi dağılımına da dikkat etmesi gerekiyor. Özellikle Doğu Anadolu ile Doğu Karadeniz Bölgesindeki hızlı doğal gaz kullanımı artışının, o bölgeye kurulacak bir depolama kapasitesi ile garanti altına alınması gerekiyor. 20-21 milyar metreküplük kapasitenin geriye kalan 6-7 milyar metreküpünün, büyük kısmı denizlerden uzak olduğu için likit doğalgaz (LNG) desteği de alması zor olan bu bölge için kullanılması şart gibi görünüyor.

Dünyada doğal gaz; likit doğalgaz (LNG) teknolojisindeki gelişmenin desteği ve LNG ticaretindeki artışla birlikte giderek piyasalaşıyor. Yani ülkeler arasındaki ikili anlaşmalar ve boru hatlarıyla tedarikin tekeli giderek zayıflıyor. LNG’nin karadaki tesislerde ve deniz üzerindeki gemilerde gazlaştırılarak sisteme yüklenmesi yöntemi, doğal gaz tedarikinde idarecilere büyük esneklik sağlıyor. Ancak Türkiye gibi doğal gazda dışa bağımlı bir ülke açısından; ister boru hatlarından alınsın, ister LNG ithal edilerek gaza dönüştürülsün doğal gaz depolama yaşamsal önemini hep sürdürüyor ve sürdürecek.  

(Bu yazı Ekonomi Muhabirleri Derneği-EMD'nin yayın organı Ekonom Dergisinin Ekim-Kasım-Aralık 2021 tarihli 66. sayısında yayınlanmıştır.)  

       

 

 

 

 

 

 

 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder