Tuz Gölü Doğal Gaz Yer Altı Depolama Tesisi |
Cahit UYANIK
Türkiye, ‘jeo-politik risk artışı’ ile ‘normalden daha ağır geçen kış koşulları’ birleşince 2022 yılında doğal gaz depolamanın stratejik önemini bir kez daha yaşayarak öğrendi. Yalnız bu defa yaşanan sorun, bir kademe daha artışla sanayi işletmelerine doğal gaz kesintisi uygulanması boyutuna kadar büyüdü. Bunun sebebi Türkiye’de doğal gazın her geçen yıl, hem evlerde ısınma amaçlı hem de sanayide üretim sürecinde daha fazla kullanılıyor hale gelmesi… Türkiye Doğal Gaz Dağıtıcıları Birliğinin verilerine göre 2019 yılında 16,4 milyon olan abone sayısı, 2021 yılında 18,3 milyonu geçti.
Hükümet, ağır kış koşullarında kitlesel mağduriyetler
yaşanmaması için doğal gaz kesintisi tercihini sanayi işletmelerinden yana
kullandı. Çünkü konutların doğal gaz tüketimindeki payı iyice artarak birkaç
yıl içinde yüzde 25’ten yüzde 30’a yükselmişti. Organize sanayi bölgelerindeki sanayi
tesislerine uygulanan kesintilerin sebep olduğu ekonomik üretim kaybı ve bunun
2022 yılı büyüme rakamlarına negatif etkisi hakkında ise kimse resmi bir
açıklama yapmadı. Bu kesintiyle 1 ila 5 milyar dolarlık üretim kaybına sebep
olunduğu yönünde çeşitli tahminler var. Bu tahminlerin aritmetik ortalaması
olan 3-4 milyar dolarlık üretim kaybı, GSYİH’nın yıllık 0,5 puan daha az gerçekleşmesi
anlamına geliyor. Söz gelimi bu kesinti
sebebiyle 2022 yılında 750 milyar dolarlık bir üretim yerine, 746 milyar
dolarlık bir GSYİH’ya ulaşabileceğiz ancak…
Ekonom dergisi 66. Sayı Sayfa 24-25
2023 yılında toplam 10 milyar metreküp
doğal gaz depolama kapasitesine ulaşılabilir
Peki Türkiye doğal gaz depolama konusunda yetersiz ve beceriksiz bir ülke mi? Yoksa ülkeyi yönetenler bir türlü bu konunun önemini anlamak istemiyor mu? Türkiye, beklenmedik meseleler karşısında (jeo-politik risklerin artması sebebiyle ithal gaz arzının azalması, hatlarda yaşanan ani arızalar dolayısıyla yaşanan kesintiler, kış koşullarındaki hızlı kötüleşme sebebiyle ani talep artışının karşılanması gereği vb.) önümüzdeki yıllarda sağlıklı doğal gaz akışının sürmesini sağlayan yeterli ve güvenli doğal gaz depolama kapasitesine ulaşabilecek mi? Türkiye’nin içinin rahat etmesi için ne kadarlık bir depo kapasitesine ulaşması gerekiyor?
Türkiye doğal gaz depolama konusunda yetersiz ve beceriksiz
bir ülke değil; ancak meseleyi çözmek için biraz ağırdan alıyor. Benim de
gazetecilik hayatım boyunca izlemeye çalıştığım gibi, 1984 yılından bu yana
harekete geçilerek aksiyonlar alınmış. Türkiye, başlangıçta ülkeye ilk giren
doğal gaz hattı olan Batı Hattı üzerindeki Ukrayna’da depo kiralayarak çözmeye
çalıştığı bu meseleyi; kalıcı ve sağlıklı şekilde halledebilmek için de adımlar
atmış. Silivri’deki tüketilmiş ham petrol yatakları (karada ve deniz altında) içine
depolayarak ve Tuz Gölü’nün altına gökdelenler yüksekliğinde dev mağaralar
(kaverna) kazılıp depolayarak iki büyük depo kapasitesi yaratılması planlanmış
ve uygulamaya geçirilmiş. Silivri’deki
tesis bundan 15 yıl önce yani 2007 yılında hizmet vermeye, Tuz Gölü Deposunun
ilk fazı ise bundan 5 yıl önce 2017 yılında işletilmeye başlanmış.
BOTAŞ’ın
Ocak-2022 ayında yaptığı resmi açıklamaya göre; Silivri ile Tuz Gölü Yer Altı
Doğal Gaz Depolama Tesislerinin halen 4,4 milyar metreküp olan depolama
kapasitesi, sürdürülen genişletme çalışmalarıyla 2022 yılında 5,8; 2023
yılında ise 10 milyar metreküpe yükseltilecek. BOTAŞ, Silivri ile Tuz Gölü Yer Altı Tesisleri'nin toplam depolama
kapasitesinin 2019'da 3,5 milyar metreküp iken, 2020'de 3,9 milyar, 2021'de ise
4,4 milyar metreküpe çıkarıldığını vurguladı.
BOTAŞ, tartışmaların odağındaki Tuz Gölü Yer Altı Doğal Gaz Depolama
Tesisinin 2017 yılında
1. fazının, 2021 yılında ise 2. fazının devreye alınmak suretiyle
tamamlandığını ve toplam 1,2 milyar metreküp depolama kapasitesine ulaşıldığını
açıkladı. BOTAŞ, Tuz Gölü Deposunda 2019'da başlayan genişletme projesinin ise
2023'te tamamlanacağını ve toplamda 5,4 milyar metreküp depolama kapasitesinin
sağlanacağını bildirdi. BOTAŞ böylece 2023 yılında 4,6 milyar metreküpü
Silivri, 5,4 milyar metreküpü Tuz Gölü Deposu olmak üzere 10 milyar metreküplük
kapasiteye çıkılacağını açıklamış oldu.
10 yetmez; Türkiye’ye tavsiye edilen doğal gaz
depolama kapasitesi 20 milyar metreküp
Peki 10 milyar metreküplük depolama kapasitesi Türkiye’ye yeter mi? Kış
aylarında üşümeden rahat bir uyku uyumamızı, fabrikaların kesinti olmadan
üretime devam etmesini, kesintisiz elektrik üretimini sağlayabilir mi? İlgili
kanuna göre Türkiye’de doğal gaz depolama kapasitesinin, toplam tüketimin
yüzde 10'u kadar olması gerekiyor. Türkiye 2021 yılında 61,5 milyar metreküp
doğal gaz tüketmişti. Aynı yıl 4,4 milyar metreküp olan depolama kapasitesi,
toplam tüketimin yüzde 7,1'ine karşılık geliyordu. Bu yıl (2022) toplam
tüketimin 65 milyar metreküpe yükseleceği varsayıldığında, ulaşılacak depolama
kapasitesi 5,8 milyar metreküp olacağı için bu oran ancak yüzde 8,9'a
çıkabilecek.
2023
yılı tüketimi 68-70 milyar metreküp olduğunda ise 10 milyar metreküplük depo kapasitesi
ile oran yüzde 15-yüzde 14,2 olarak gerçekleşerek ilk kez gerekli yasal asgari
düzeyi geçmiş olacak. Bunu şöyle de yorumlayabiliriz: Türkiye, doğal gaz
ithalatı yapmayı kararlaştırıp bu konuda bir master plan kabul ettiği 1984
yılından 39 yıl (neredeyse 40 yıl!); doğal gaz piyasalarını yasal bir
düzenlemeye bağladığı ve yüzde 10 depo kapasitesi yaratılmasını öngördüğü 2001
yılından 22 yıl sonra ilk kez rahat bir nefes alabilecek.
Bu
noktada bir başka soru daha akıllara geliyor. Türkiye’nin belirlediği yüzde 10
depolama kapasitesi ne kadar isabetli? Türkiye gibi 100 milyona yakın bir
nüfusu barındıran (Bu, yaklaşık 30 milyon hanenin bulunması anlamına geliyor),
coğrafik açıdan genişçe bir bölümünde 7-8 ay kış veya soğuk iklim şartlarının
hüküm sürdüğü, oldukça büyük bir sanayi sektörünü de çevirmek zorunda olan bir
ülkede yüzde 10’luk depolama kapasitesi (veya 2023 yılında ulaşılacak yüzde 15
kapasite) insana pek güven vermiyor. Henüz ulaşamadığımız yüzde 10’luk depolama
şartının; doğal gaz tüketimi talebinin daha ılımlı artacağını öngördüğü, mevcut
durumdaki hızlı ve hacimli artışı tahmin edemediği anlaşılıyor.
Nitekim
Tuz Gölü Deposunun 2019’da başlayan ve 2023’te tamamlanacak genişletme fazına
1,2 milyar dolar kredi veren Dünya Bankası da benzeri bir görüşte. Dünya
Bankası, Türkiye gibi bir ülkenin doğal gazı rahatça kullanabilmesi için aslında
yüzde 25-30 civarında bir depolama kapasitesinin bulunması gerektiğini 2018
tarihli resmi dokümanlarında ifade ediyor. Bu durumda Türkiye’nin önümüzdeki
8-10 yılda ortalama doğal gaz tüketiminin 70 milyar metreküp olduğu
varsayıldığında; yüzde 30’luk depolama kapasitesi yaratması gerektiği
kabulüyle, 2023 yılında ulaşmayı planladığı 10 milyar metreküplük kapasitesi
yetersiz kalıyor. Türkiye’nin bu kapasiteyi 2030 yılına kadar ikiye katlayarak
20-21 milyar metreküpe çıkarması gerekiyor. Bu da Türkiye’nin 2023 yılı
sonrasındaki yeni doğal gaz depolama yatırımları için şimdiden kolları sıvaması
gerektiğine işaret…
Özel
sektörün kuracağı 4 milyar
metreküplük
doğal gaz deposu ne oldu?
Türkiye,
devlet eliyle doğal gaz depolama tesisleri kurmanın yanı sıra özel sektörün de
bu alana girmesini çok istiyor. Bu alanda yatırım yapmaya niyetli girişimcilere
büyük teşvikler veriliyor. Bu imkandan yararlanmak isteyen Bendis Enerji adlı
firma 2015 yılında Mersin-Tarsus’ta 4 milyar metreküp kapasiteli bir depolama tesisi
kurmak için stratejik yatırım teşvik belgesi alabilmişti. Ancak 2022 ve 2023
yıllarında hizmet vermeye başlaması öngörülen tesislerin gidişatına yönelik
olarak, son yıllarda kamuoyuna yansımış
bir bilgi bulunmuyor. Firmanın internet sitesinde de yatırımın son durumu ve depoların
hizmete alınma tarihi hakkında bir tarih yok. Bu tesisin devreye girdiği
varsayıldığında ülkenin toplam depolama kapasitesi 10 milyar metreküpten 14
milyar metreküpe yükselebilecek. Bu tesisin özellikle yoğun bir sanayileşme ve
nüfus yoğunlaşmasının bulunduğu Mersin, Adana, Gaziantep hattındaki doğal gaz
arzını güvenli hale getirmesi bekleniyor.
Öte
yandan Türkiye’nin artık yeni doğal gaz depo kapasiteleri yaratırken coğrafi
dağılımına da dikkat etmesi gerekiyor. Özellikle Doğu Anadolu ile Doğu
Karadeniz Bölgesindeki hızlı doğal gaz kullanımı artışının, o bölgeye kurulacak
bir depolama kapasitesi ile garanti altına alınması gerekiyor. 20-21 milyar
metreküplük kapasitenin geriye kalan 6-7 milyar metreküpünün, büyük kısmı denizlerden
uzak olduğu için likit doğalgaz (LNG) desteği de alması zor olan bu bölge için kullanılması
şart gibi görünüyor.
Dünyada
doğal gaz; likit doğalgaz (LNG) teknolojisindeki gelişmenin desteği ve LNG ticaretindeki
artışla birlikte giderek piyasalaşıyor. Yani ülkeler arasındaki ikili
anlaşmalar ve boru hatlarıyla tedarikin tekeli giderek zayıflıyor. LNG’nin
karadaki tesislerde ve deniz üzerindeki gemilerde gazlaştırılarak sisteme
yüklenmesi yöntemi, doğal gaz tedarikinde idarecilere büyük esneklik sağlıyor.
Ancak Türkiye gibi doğal gazda dışa bağımlı bir ülke açısından; ister boru
hatlarından alınsın, ister LNG ithal edilerek gaza dönüştürülsün doğal gaz
depolama yaşamsal önemini hep sürdürüyor ve sürdürecek.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder