3 Haziran 2021 Perşembe

KIBRIS EKONOMİSİNİN ACI GERÇEĞİ

 

Cahit UYANIK

"KKTC'nin ekonomik yapısına bakıldığında, aslında ortada sağlam bir yapı olmadığı, çarpık, rasyonellikten uzak, ekonomik faaliyetlerin rast gele, planlanmadan, popülist bir yaklaşımla yürütüldüğü derme çatma bir yapı olduğu açıkça görülmektedir. Acı da olsa bu gerçek kabul edilmelidir."   

Evet bu cümleler Rum tarafından veya Yunanistan kaynaklı bir yayından alınmış değil. Kıbrıs Türk Sanayi Odasının kısa bir süre önce yayımladığı bir rapordandır. Kıbrıs'ta biliyorsunuz iş adamlarını temsil eden odalar da ikiye bölünmüş durumda. Kıbrıs Türk Ticaret Odası, aynı zamanda Çözüm ve Avrupa Birliği Partisi kurucusu. Denktaş'la ve Türkiye ile arası limoni. Sanayi Odası ise Denktaş'a ve Anavatan'a daha yakın bir çizgi izliyor. Ekim ayında TOBB, Sanayi Odasına büyük bir kompleks inşa edilmesi için hayli yüklü maddi yardımda da bulundu. Bu nedenle Sanayi Odasının bir yayınında Kuzey Kıbrıs'ın ekonomik gerçeğinin bu kadar açık ve net ifade edilmesi önemli görünüyor.

İşte Türkiye ve KKTC böylesi bir ekonomik tablo içerisinde yarın BM müzakere masasına oturmaya hazırlanıyor. KKTC'de insanlar her sabah uyandığında tıpkı Türkiye'deki gibi işsizlik ve geçim sıkıntısına gözlerini açıyor. Bu sorunun en kolay çözümü ise Rum Kesimine (Yani AB'ye) geçerek inşaatlarda, alt yapı işlerinde, temizlik hizmetlerinde çalışmak. Çünkü böylece, Türk tarafındakinin 3-4 katı kazanç sağlamak mümkün. Acaba Yunanistan topraklarına (Yani AB'ye) günü birlik geçiş imkanı olsa, İstanbul'dan kaç otobüs karşı tarafa işsizleri taşır? 

Kıbrıs'ta ekonomik şartlar giderek hükmünü koyuyor. Bir süre sonra bu şartlar siyasi, hukuki ve sosyal şartları da dayatmaya başlayacak. Bu nedenle New York'ta başlayacak görüşmeler, son değilse bile altın bir fırsat gibi görünüyor. Yoksa Rum Kesiminin AB'ye tam üye olmasıyla açılacak ekonomik uçurum, aleyhimize gelişmeleri daha da hızlandırır. 

Türkiye'nin ve KKTC yöneticilerinin en büyük korkusu, Annan Planı aynen kabul edilirse Rum Kesimindeki güçlü sermayenin Kuzey Kıbrıs'taki Türkleri bir tür 'ekonomik kölelik' altına almaları. Çünkü Türk tarafında, Rumların güçlü sermayeleri ile baş edecek para yok. KKTC'de gözler, Türk sermayedarlarına çevrilmiş durumda. Ama onlar Türkiye'de bile yatırım yapmazken, AB'den kopuk bir Kıbrıs toprağına yatırım yapmaları çok zor. Ama Türk tarafı AB'ye iki kesimli Birleşik Kıbrıs'ın parçası olarak girerse, sermayedarlar açısından şartlar kökten değişebilir. Müzakerelerin ekonomik boyutuna ilgi duyanların dikkatine sunulur. 

(Bu köşe yazısı Finansal Forum gazetesinin 09 Şubat 2004 tarihli sayısında yayınlanmıştır.)

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder