Finansal Okuryazarlık etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
Finansal Okuryazarlık etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

14 Temmuz 2025 Pazartesi

MERKEZ BANKASI ESKİ BAŞKANI, ÇİÇEĞİ BURNUNDA SİYASETÇİ YAMAN TÖRÜNER: RP KAZANDI, TÜRKİYE'Yİ 15 MİLYAR DOLAR YABANCI SERMAYEDEN ETTİ

YAMAN TÖRÜNER: MB, DÖVİZ KRİZİNDEN 30 TRİLYON LİRA KAR ETTİ

Törüner'e göre seçim sonuçları, Türkiye'yi 15 milyar dolar yabancı sermayeden etti.

Cahit UYANIK / Leyla YARATAN 

Yaman Törüner, seçimler öncesinde Merkez Bankası (MB) Başkanlığını bırakarak politikaya atıldı. Afyon'da üçüncü sıraya yerleştirilen Törüner'in başta şansı zayıf görülürken kampanya ilerledikçe seçilme ihtimali arttı. Törüner sonunda milletvekili seçilerek TBMM'ye girdi. Törüner ile siyaset, seçim ekonomisi, döviz politikası ve Gümrük Birliği üzerine konuştuk:

İntermedya Ekonomi: Siyaseti nasıl buldunuz? Rahat bir geçiş dönemi yaşadınız mı?

Törüner: Çok değişik ama politikaya ısınmak zor olmadı. Beni ilk üç-beş saatlik yadırgamadan sonra çok yakın karşıladılar. Çünkü halk, dışarıdan gelse de kendisine yardımı dokunabilecek kişinin seçilmesini istiyor. Siyaset, halkın gerçekten neler düşündüğünü görmek açısından önemli. Halkın beklentilerinin bizim tahminimizden değişik olduğunu, onların dertlerine çözüm bulunması gerektiğini gördüm. Ankara ve İstanbul'da oturarak bazı şeylere çözüm üretmek zor. Halka inmeden yapılan tahminler de yanıltıcı... Halka inmemiz, onların gerçek isteklerini yansıtan çözümler üretmemiz gerekir. Bir de bayanlar politikaya çok ciddi ısınmış. Belki 500 bayan ellerinde çocukları, başı kapalı ama geliyor seni öpüyor. Arkasından kocası geliyor öpüyor, çocuğuna öptürüyor. Bizi kendisini temsil eden bir nesne olarak görüyor. Gençlerde büyük bir ilgi var. Tanıdıkça halkın bazı yönleriyle aydın dediğimiz kesimden daha ileri olduğunu keşfettim açıkçası...

- DYP Afyon milletvekili olarak bölgeniz için neler yapmayı planlıyorsunuz?

Törüner: Afyon'a verebileceğim şeyler, daha çok büyük yatırımların buraya aktarılmasıdir. Afyon'un alt yapı hizmetlerinin tamamlanabilmesi, mevcut borsaların büyütülmesi yani iş hayatının genişletilmesidir. Ben üçüncü sıradan seçilerek milletvekili oldum. Ama hiç bir zaman seçilememe endişesi duymadım. Zaten ben her işte 'çıkamaz' dedikleri zaman çıktım. Kendime bir sıra tespit etmemiştim ama üçüncü sıra biraz sürpriz oldu. Teşkilattan destek aldım. Afyon'da bazı teşkilat sıkıntıları vardı, bunu aştık. 

- Merkez Bankası Eski Başkanı gözüyle seçimin genel değerlendirmesini yapar mısınız?

Törüner: Cumhuriyet tarihinde yapılan seçimler arasında Hazine'ye en ucuza malolan seçimdir. Bu bence çok önemli bir nokta. Ekonomi bürokrasisi elinden geleni yaptı. Diğer seçimlerden bir farkı da çabuk yapılmasıydı. Seçimin kaderi zaten son anda belli oldu. MB'nin emisyon hacmi bile 230 trilyondan 217 trilyona düştü. 

- Ama döviz rezervlerinde önemli bir erime yaşandı...

Törüner: MB bazen ters repo yaparak piyasadan para çeker. Bu para vade bitince çoğunlukla dövize dönüşür. Ortalıkta 'Seçim sonrası iktidarsız kalma durumu olabilir mi?" beklentisi yaşandığı bir gerçektir. Bu bilindiği için MB isteyene istediği kadar döviz sattı. Sonuçta repo hacmi 136 trilyondan 30 trilyona düştü. Yani 100 trilyonluk kaynak dövize aktı. Bu, 1,5 milyar dolar eder. 100 trilyon lira repo şeklinde kalmış olsaydı MB'ye aylık masrafı 10 trilyon liraydı. MB şimdi 15 trilyon kazançlı. Bu kazancının 30 trilyon liraya yaklaştığını düşünüyorum. Ayrıca MB, 1996'nın hemen başında Hazine'den 15 trilyon lira faiz geliri sağladı. MB kar ettikçe piyasadan para çekmiş demektir. Ufak satışları da eklediğiniz zaman MB'nin seçim nedeniyle piyasadan kar olarak çektiği para 50 trilyon liradır. Oysa MB Eylül ayında 'Dövizden nasıl çıkarız?' diye düşünüyordu. 

2 Temmuz 2025 Çarşamba

SPK BAŞKANI KARACAN: FAİZ ORANLARI SÜREKLİ OLARAK KAR ORANLARININ ÜZERİNDEYSE O EKONOMİDE KRİZ VARDIR

SPK BAŞKANI KARACAN: TEKDİRDEN USLANMAYANA HEM SAVCI HEM HAKİMİZ

Karacan: Yaptırımsız tavsiye hiç bir işe yaramaz. 

Cahit UYANIK / Leyla YARATAN

Sermaye Piyasası Kurulu (SPK) son zamanlarda piyasalar konusunda oldukça aktif bir görünüm çiziyor. Kapatılan, uyarılan, ağır cezalar alan aracı kurumlar ile cumhuriyet savcılıklarına yapılan suç duyurularından geçilmiyor. SPK sanki 'kriz içindeki bir ekonomi'de kararlar alıyormuş imajı veriyor. SPK Başkanı Ali İhsan Karacan ile genel ekonomik gidişat, aracı kurumlar ve borsadaki yabancı yatırımcı ağırlığını görüştük:

İntermedya Ekonomi: SPK Başkanı olarak yaşanılan ekonomik ve siyasi istikrarsızlık ortamını nasıl değerlendiriyorsunuz?

Karacan: Türk halkı 1970'lerden beri enflasyonla yaşamayı öğrendi. Herkes buna karşı pozisyonunu alıp kendini 'hedge' edebiliyor. Aslında siyasi istikrarsızlık için de aynı benzetmeyi yapabiliriz. Türkiye'de ekonomi ve mali piyasalar siyasi istikrarsızlık yaşamayı öğreniyor. Piyasa, siyaset konusundaki gelişmelere bağışıklık kazanıyor ve buna göre pozisyon alıyor. Ama bu ekonomik sorunların giderildiği, çözüldüğü şeklinde de algılanmamalı. Son zamanlarda tehlikeli saydığım şöyle bir eğilim içine girildiğini de görüyorum. Deniliyor ki 'İstanbul'da ihracat sürüyor, üretim yapılıyor yani ekonomi kendi kuralları içinde devam ediyor. Bizim Ankara'ya ihtiyacımız yok.' Bir kısım insanlar sığlığından ve bilgisizliğinden böyle söyleyebilir. Bir kısım da böyle ortamlardan kendisine ekonomik çıkar sağlama beklentisi içine girebilir. Ankara ne kadar yetkisiz olursa olsun, kendi dertleri ile uğraşıp piyasayla yakından ilgilenemese de bu yaklaşım yanlış. Bir ülkenin siyasal kurumlarının iyi işlemesi gerekiyor.

- Ama devletin de bir yeniden yapılanmaya ihtiyacı var her halde...

Karacan: Hem de çok ciddi bir şekilde... Bütün bu çekilen sıkıntılar içinde siyasetçilerin bürokratları sık değiştirmesi, bu modelin eskidiğinin bir göstergesi. Yerine yeni bir şey koyamadığınız için bu sistemde rahat edemiyorsunuz. Yani sistemi hem koruyorsunuz hem de dejenere ediyorsunuz. Çözüm ise yeniden yapılanma. Türkiye bunda geç kalıyor aslında... Uluslararası arenada 15-20 senelik bir zaman süresi içinde belirli adımları atmadığınızda lig düşüyorsunuz. Mesela yüzyılın başında Arjantin, Amerika ve Almanya ile eşitti. Japonya o yıllarda milli gelirde Arjantin'den gerideydi. Bir de şimdiki duruma bakın... Türkiye'ye de bakıldığında her yıl geriye gittiğini görüyorsunuz. Türkiye'de siyasetin bunu görmesi lazım. 

- Bu ortamda Türkiye ekonomisi yeni bir krize doğru mu gidiyor?

Karacan: İstikrarsızlık dönemlerinde faizler düşmüyor, yükseliyor. İç borç faizleri bir mihenk taşı. Bu faizi devalüasyon ve enflasyon ile kıyaslayacaksınız. Türk parasının değer kaybı, dövizin faiz fiyatı ve enflasyonla toplanarak kıyaslanmalı. Bütün bunlara baktığınızda reel faizlerin çok yüksek olduğunu görürsünüz. Yani yüzde 70 enflasyon var, faiz yüzde 120... Yüzde 50 reel faiz veriyorsunuz. Bu, son derece tehlikeli. Çok basit bir olay var, ta Marks'tan beri bilinen bir iktisat ilkesi: Eğer bir ekonomide faiz oranları, kar oranlarının sürekli üzerindeyse o ekonomide kriz var demektir. Anlattığım durum da Türkiye ekonomisindeki krizin en belirgin göstergesi... Ekonomide üretim yerine rant faaliyetleri var. Üretim ve yatırım yapmak yerine repo yapılıyor. Reponun faizi devletin bütçesinden ve enflasyondan ödeniyor.

15 Mayıs 2025 Perşembe

ŞEKERBANK GENEL MÜDÜRÜ ORKUN EROL: BANKALAR BORSADAN BÜYÜK KARLAR SAĞLIYOR

Orkun Erol

ŞEKERBANK GENEL MÜDÜRÜ ORKUN EROL'A GÖRE SEKTÖR İSTIKRARLI BÜYÜME SÜRECİNE GİRDİ 

Piyasadaki canlanmanın bankaları da rahatlattığını bildiren Orkun Erol, bankaların mevduat artışındaki olumsuzluğu borsayla giderdiklerini söyledi. Erol, faizlerde yıl sonuna doğru bir artış olabileceğini de belirtti. 

Cahit UYANIK 

Şekerbank, Türkiye'deki 7 büyük özel bankadan biri. Ortaklarının büyük çoğunluğunu şeker pancarı üreticilerinin oluşturduğu Şekerbank'ın Genel Müdürü Orkun Erol, 1990 yılının sektör açısından olumlu geçtiğini, reel mevduat hacmindeki gerilemenin ise olumsuz gelişmeler içinde yer aldığını söylüyor. Orkun Erol, Ekonomik Panorama'nin sorularını yanıtladı: 

Ekonomik Panorama: 1990 yılının ilk yarısı bankacılık sektörü açısından nasıl geçti?

Erol: Geçen yıla göre ekonomideki canlanma, kredi taleplerinin artması ve şimdilik kaynak sıkıntısı çekilmemesi ile kar grafiğinin artış göstermesi sanırım bu yılın ilk yarısının sektör açısından oldukça iyi geçtiğinin göstergesi. Geçtiğimiz yılın olumsuzlukları özellikle yüksek faiz yükü aşıldı, istikrarlı büyüme sürecine girildi. İş hayatındaki canlanma ve faiz oranlarındaki istikrar kredi hacminin de büyümesine yol açtı. Dolayısıyla 1989'dan devreden likidite fazlası da erimiş oldu. Ancak bu arada reel mevduat artışı söz konusu olmadığından mevduat hacminde bir daralma gözleniyor. Bu nedenle yılın sonlarına doğru az da olsa bir kaynak sıkıntısı olabilir. Bu da mevduat faiz oranlarının artışını gündeme getirebilir kanısındayım. 

- Sözünü ettiğiniz reel mevduat hacmindeki daralmayı hangi nedenlere bağlıyorsunuz?

Erol: Bankalar geçen yıldan devreden likidite fazlasını büyük ölçüde 1990 yılında plase ettiler. Fakat bu fazlanın erimesi, tasarrufların tüketime ve cazibesi devam etmekte olan borsaya kayması, reel mevduat hacmini daraltıcı etki yaptı.

14 Mayıs 2025 Çarşamba

TÜRKİYE 'BORSA ENDEKSLİ YATIRIM FONLARI' İLE 1993 YILINDA TANIŞTI

A TİPİ YATIRIM FONLARINA İLGİ ARTIYOR: 23 A TİPİ FON YAKINDA PİYASADA

Bankalar ve aracı kurumlar, yüzde 25'i hisse senetlerinden oluşan ve kurumlar vergisinden istisna tutulan A tipi yatırım fonu kurmak için kuyruğa girdi. Halen faaliyet gösteren 10 A tipi yatırım fonuna yenileri eklendiği zaman sayıları 33'e yükselecek.

Cahit UYANIK 

İş Bankası'nın 500 milyar liralık A tipi yatırım fonuna gösterilen talep, diğer bankaları ve aracı kurumları da harekete geçirdi. Şimdi A tipi fon kurmak için birçok kurum kolları sıvadı. Şu anda yatırım fonları piyasasında toplam 10 tane A tipi fon işlem görüyor. Bu fonların toplam başlangıç tutarları 2 trilyon 755 milyar liraya ulaştı. Sıralamada İş Bankası-VII tek başına 1,5 trilyonluk büyüklüğu ile ilk iken, onu 500 milyarla Koçbank-I, 250 milyarla Akbank-III ve 200 milyar ile Garanti Bankası-I izliyor. Geri kalan miktar ise Ata-I, Global-I, Fon-I, Kentbank-I ve TYT Bank-I tarafından paylaşılıyor. 

A tipi fonlara gösterilen ilgi gün geçtikçe artıyor. Şu anda gerekli iç tüzük değişikliklerini yapan veya kuruluş prosedürünü tamamlayan 6 tane A tipi fon Sermaye Piyasası Kurulunun (SPK) incelemesinde bulunuyor. SPK'nın kısa bir sürede faaliyet izni vermesi beklenen bu fonların toplam büyüklüğü ise 490 milyar lira, Bunlar içinde Adabank-I 200 milyar lira ile başı çekerken, AOG Turkinvest-I 100 milyarla ikinci sırada bulunuyor. Demirbank-III 70 milyar, Altay-I ve Yatırım Finansman-I 50'şer milyar, Yatırımbank-I de 20 milyar lirayla önümüzdeki haftalarda yatırımcıya sunulacak öteki A tipi yatırım fonlarını oluşturuyor. İnceleme aşamasındakilerin de büyüklüğü katıldığında A tipi fonların toplam büyüklüğü 3 trilyon 245 milyar liraya ulaşacak. 

11 Mayıs 2025 Pazar

TÜFE'DE YÜZDE 24'LÜK 2025 YILI HEDEFİ İÇİN KALAN PAY NASIL HESAPLANMALI?

TÜFE'de dört aylık artışın yüzde 13,36'yı bulmasından sonra yıl sonunun yüzde 24'lük tahmini için yüzde 9,39'luk, yüzde 29'luk üst sınır için yüzde 13,80'lik bir alan kaldığını yazdım ve bunu CNBC-e'deki programda da söyledim. 


Yüzde 9,39 ve yüzde 13,80'i nasıl hesapladığımı soran, hatta aşağıdaki yöntemden yola çıkarak benim yanlış yaptığımı dile getirenler oldu.


Yaygın yanlış şu:

24-13,36=10,64

29-13,36=15,64


Ancak enflasyon hesaplaması öyle yapılamaz.


Aralık 2024'te 100 olan fiyat nisanda 113,36'ya yükseldi. Yıl sonu için öngörülen fiyat ise 124. Dolayısıyla aradaki fark, yüzde alınarak bulunur. Yani 113,36'dan 124'e çıkışın yüzdesi hesaplanır.


Bu değerlere göre 2024 sonundaki düzey 1, nisandaki 1,1336, yıl sonu tahmini 1,24. Buna göre hesaplama şöyle yapılır:


1,24/1,1336=1,0939; yani yüzde 9,39. 


Bu hesaplama hesap makinesindeki yüzde işareti kullanılarak 124/113,36 şeklinde de yapılabilir.

(Ekonomim gazetesi köşe yazarı Alaattin Aktaş'ın X'teki 09 Mayıs 2025 tarihli paylaşımıdır)

26 Mart 2025 Çarşamba

BORSADA MÜŞTERİ BAZINDA MERKEZİ TAKAS SAKLAMA VE KAYDİ SİSTEME NASIL GEÇİLDİ?

SPK BAŞKANI KARACAN: EKİM'DE BAZI ARACI KURUMLAR ZORA DÜŞEBİLİR

SPK Başkanına göre takas saklamaya geçilmesiyle kötü niyetliler engellenecek.

Cahit UYANIK 

İMKB, önümüzdeki Ekim ve 1996-Ocak ayında iki önemli yeniliğe hazırlanıyor. Artık tüm kazanç-kayıp hesapları, bu iki oluşuma göre yapılmak zorunda. Sermaye Piyasası Kurulu (SPK) Başkanı Ali İhsan Karacan, Ekim başında müşteri bazında saklamaya geçildiğinde endeks ve işlem hacminin düşebileceği uyarısını yaptıktan sonra ekliyor: "Bazı aracı kurumlar da zora girebilir..." Karacan 1996 başında hisselerde fiziki dolaşımdan kaydi dolaşıma geçildiğinde insider trading ve manipülasyon olaylarının asgariye ineceğini de belirtiyor: 

- Son günlerde ardı ardına aracı kurum ve acente kapatma, faaliyetine ara verme olaylarıyla karşılaşıyoruz. Neden?

Karacan: Teorik olarak düşünüldüğünde aracı kurum veya acente yatırımcının malı üzerinde kişisel tasarrufta bulunmuyorsa, mevduat kabulü benzeri işler yapmıyorsa zor duruma düşmemesi gerekir. Ama bu konuda bazı aracı kurumların yeterince titiz davrandığını söyleyemem. Müşterinin malını alıp kullanmak, açığa işlem yapmak, mevduat kabulü benzeri faaliyetler nedeniyle zor duruma düşebiliyorlar. Piyasada işlem hacmi küçüldüğü, endeks düşüşe geçtiği zaman sorunlar varsa hemen ortaya çıkıyor. Nasıl ki enflasyon birçok kişi ve kurumdaki temel hastalıkları gizliyorsa endeks de bu tip sorunları gizliyor.

- Müşteri bazında saklama bunu azaltabilecek mi?

Karacan: Ekim başında müşteri bazında saklamaya geçeceğiz. Zaman zaman bu sürenin uzatılabileceğini bekleyenler var. Açıkça söylüyorum bu süre uzatılmayacak. Eğer biz müşteri bazına geçmezsek ne olur? Bizim aracı kuruma müşteri bazına geçme talimatımız var. Piyasada denetim mekanizmaları tek yönlü değil, çok yönlü. Aracı kurumları ve acenteleri denetliyoruz. Aracı kurumlar kendi acentelerini denetliyor ve gözetliyor. Bir de müşteri, aracı kurum ve acentesini gözetliyor. Bunlar birbirini tamamlayan şeyler. Hepsi iyi çalıştığı sürece riskleri azaltmış oluruz. Sistemden biri çalışmadığında yine sorunlar olabilir. Ekim'de her halükarda aracı kurumlarımızı müşteri bazında saklamaya geçiriyoruz. Müşterinin de aracı kurum ve acentesini bu açıdan gözetlemesi gerekli. Kendisinin hesaplarının müşteri bazında saklanıp saklanmadığını kontrol etmesi lazım.

25 Mayıs 2024 Cumartesi

BAŞKENTTEN YANSIMALAR / SICAK PARACILARIN İFLASI

Cahit UYANIK 

'Sıcak' sözcüğü kulağa hoş gelir. Yemeklerin çoğu sıcak yenir, tatil denilince hep sıcak bölgeler akla düşer. Karın lapa lapa yağdığı bir gece yarısında, karlar üzerinde sıcak şarap içmek gibisi de pek yoktur. İnsan aşık olunca içinde sıcak sıcak birşeyler akıp durur. Ya sıcak para? 

İşte onu hiç sormayın. Bizim gibi fetihler çağında imparatorluk kurmuş ama üretim çağının başladığını anlamayıp yan gelip yatmış bir millet için sıcak paradan beter bela yoktur. Sıcak para 1970'lerden sonra ortaya çıktı. Varili birkaç dolara satılan petrolün fiyatı 30 doları geçince sıcak paranın atası doğdu: Petro-dolar. Daha sonra sıcak para çeşit çeşit kisvelere bürünerek bizim gibi üretim ve finans cahili milletleri uyutmaya başladı. Çok çeşitli finans cinlikleri, deli gibi para arayan azgelişmiş ülke yöneticilerinin emrine sunuldu. Yeter ki siz yönettiğiniz ekonomide sıcak paracılara yüksek kazanç fırsatlarının kapısını sonuna kadar açın.

19 Mayıs 2024 Pazar

BAŞKENTTEN YANSIMALAR / KOMPRADOR MİLLİYETÇİLİK

Cahit UYANIK 

Türkiye'de son zamanlarda çok tehlikeli bir eğilim gelişiyor. Yabancı özellikle Batı kökenli kişi veya kurumların söyledikleri sözler ve değerlendirmelere 'altın' kıymeti atfedilirken, aynı şeyleri nüfus kağıdında Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı yazanlar yaptığında 'paçavra' muamelesi görüyor. Türkiye'de mevcut ekonomik gelişmeleri gayet geniş bir sağduyu ile değerlendiren uzman veya kuruluşların yüzüne kimse bakmazken, filanca veya falanca yabancı bankanın yeniyetme uzmanının iki satırlık raporu göklere çıkarılıyor. 

Oysa bu raporların hemen hemen hepsi, birbirinden kopya edilerek yazılmış metinler olmaktan öteye geçmiyor. Rating firmaları, Dünya Bankası (DB) ve Uluslararası Para Fonunu (IMF) bu değerlendirmede bir tarafa koyuyorum. Çünkü onlar hiç olmazsa not yenileyecekleri veya bir kredi açacakları zaman Türkiye'ye gelip yerinde incelemeler yapıyorlar. 

Bu ortam bana Osmanlı İmparatorluğunun kendini Batılılaşma akımlarına körü körüne kaptırdığı 1800'lü yılların ikinci yarısını hatırlatıyor. Batılılaşmayı sadece oradan ithal edilen setreyi giymek, Fransızca öğrenip günlük konuşmalarda araya bol miktarda bu dilden deyimler sıkıştırmak sandığımız dönemden bahsediyorum. 

27 Nisan 2024 Cumartesi

BAŞKENTTEN YANSIMALAR / BIYIKSIZ ÜLKÜCÜLER - BIYIKLI YABANCILAR

Cahit UYANIK 

Milliyetçi Hareket Partisinin (MHP) değişip değişmediğine ilişkin tartışmalar içinde beni en çok etkileyen şey 'Bıyıksız Ülkücü' söylemi oldu. Yaşı 30'un altında olanlar pek hatırlamaz; 1980 öncesinde bu ülkede bıyık meselesi çok önemliydi. Bıyık sarkık olunca 'ülkücü', pos bıyık olunca 'devrimci', badem bıyık veya dudağın üzerine taşmayan sünnet bıyığı olursa 'milli selametçi' olurdunuz. 

1980 öncesi gazete arşivleri sırf bıyık şekli yüzünden dayak yiyen, kurşun sıkılan, bıçaklanan, işkence edilen insanların garip öyküleriyle doludur. Gülmeyin ama bıyık şekilleri 'fraksiyonlara göre' ayrılmak üzere iken 12 Eylül Darbesi geldi. O günler, henüz bıyık konusundaki geleneksel görüşlerinden taviz vermeye hazır olmayan Türk erkeği için gerçek bir kabustu. İnsanların savunduğu düşünceye uygunluk gösteren biçimde bıyık bırakması adeta ön koşuldu. Türkiye, 1980'den sonra birçok açmazını aştığı gibi bıyık şeklini de takıntı konusu yapmaktan vazgeçti.

15 Aralık 2023 Cuma

KARA PARA 3 AŞAMADA AKLANIR: YERLEŞTİRME, AYRIŞTIRMA, BÜTÜNLEŞTİRME

 

KARA PARA AKLAMANIN AŞAMALARI

Suç gelirinin aklanması genelde üç aşamadan oluşan bir süreç içinde gerçekleştirilmektedir. Bu aşamalar kirli bir çamaşırın makinede yıkanmasına benzetilerek açıklanmaya çalışılmıştır:

Birinci aşamada çamaşır makineye atılmakta – [Yerleştirme (Placement)]
İkinci aşamada çamaşır makinede yıkanmakta – [Ayrıştırma (Layering)]
Üçüncü aşamada ise temizlenmiş halde makineden çıkarılmaktadır [Bütünleştirme (Integration)].
Her aklama olayında bu aşamaların üçünün de ayrı ayrı gerçekleşmesi zorunlu değildir. Bazen bu aşamaların ikisi veya üçü tek işlemde gerçekleştirilebilir veya bazı aşamalar gerçekleştirilmeden suç gelirinin aklanması tamamlanabilir. Bu durum para aklanacak ülkeye, finansal olanaklara, aklayıcıların diğer faaliyetlerine kadar pek çok değişkene bağlı olabilir.

Yerleştirme (Placement) Aşaması

Bu aşama suçtan elde edilen gelirin nakit formundan kurtarılarak finansal sisteme sokulması aşamasıdır. Başta uyuşturucu ticareti olmak üzere suçgeliriniı doğuran suçlarda para, genelde nakit olarak el değiştirmektedir. Nakit formundaki paradan neden kurtulmak ve bu para finansal sisteme sokulmak istenmektedir?

4 Aralık 2023 Pazartesi

"KARA PARA AKLAMA" SUÇU NEDİR? TÜRKİYE'DE UYGULAMASI NASILDIR?

 

AKLAMA SUÇU

Aklama sürecini kavramak için konu, “öncül suç” ve “suç geliri” kavramları ile birlikte değerlendirilmelidir. Genel olarak aklamadan bahsedebilmek için;

  • Bir suç işlenmiş (Öncül suç),
  • Bu suç sonucunda herhangi bir ekonomik değer elde edilmiş (Suç geliri),
  • Bu ekonomik değerleri yasadışı nitelikten çıkarıp bunlara yasal görünüm kazandırmaya yönelik fiillerin işlenmiş

Olması gerekmektedir.

Aşağıda aklama ile ilgili temel kavramlar açıklanmıştır:

Öncül suç

Öncül suç suç gelirinin elde edilmesini mümkün kılan suçtur. Hukuki olarak suç gelirine kaynak teşkil eden bu suçlar, benimsenen yaklaşıma göre ülke mevzuatlarında farklı şekillerde belirlenmişlerdir. Öncül suç belirlemede kullanılan yaklaşımlar şu şekilde belirtilebilir:

  • Tüm ağır suçların öncül suç olarak kabulü,
  • Tüm suçların veya belirli kategorideki ağır suçların veya belirli hapis cezası sınırını aşan suçların öncül suç olarak kabulü,
  • Öncül suçların sayma suretiyle belirlenmesi,
  • Karma yaklaşım.

Ülkemizde 4208 sayılı Kanunun yürürlükte olduğu dönemde öncül suçlar sayma yöntemi ile belirlenmişken, 5237 sayılı Türk Ceza Kanununun aklama suçunun düzenlendiği 282. maddesinde “alt sınırı altı ay ve daha fazla hapis cezasını gerektiren suçlar” şeklinde eşik yaklaşım benimsenmiştir.

3 Aralık 2023 Pazar

'PONZİ OYUNU'NU İCAT EDEN CHARLES PONZİ KİMDİR? "POSTA CEVAP KUPONU", PONZİ'YE NASIL ALET EDİLDİ? (EN BASİT ANLATIMLA...)

Cahit UYANIK

"1920 yılı yazında Charles Ponzi ve kurduğu Boston merkezli posta cevap kuponu girişimi, ABD'nin en çok konuşulan yatırımıydı. Ponzi, yatırımcılara 45 günde yüzde 50, 90 günde yüzde 100 getiri vaat ediyordu. Bu işin finansal bir mucize değil, iyi tasarlanmış bir dolandırıcılık olduğu ancak 10 bin yatırımcıdan toplanan 9,5 milyon dolarlık balon söndüğünde ortaya çıktı.  

Ponzi, 'International Reply Coupons' adı verilen posta pulu ticaretiyle yüzde 400 kar ettiği bir ticaret yaptığını ve yatırımcılara bundan kar payı dağıttığını iddia ediyordu. 

28 Kasım 2023 Salı

TÜRK BORSASININ (İMKB) GELECEĞİ VE KÜÇÜK YATIRIMCILAR

TÜRK BORSASININ GELECEĞİ VE KÜÇÜK YATIRIMCILAR

Cahit UYANIK 

Türkiye'de artık herkes İstanbul Menkul Kıymetler Borsası'nı (İMKB) yakından tanıyor. Gazetelerdeki boy boy tablolarda borsada oluşan fiyatlar yayımlanıyor. Yüksek tirajlı gazeteler haftalık ekonomi ekleri vererek okuyucularına borsaya ilişkin bilgi sunuyor. Sayıları 10 'u geçen haftalık ekonomi ve borsa dergisi, yatırımcılara yön göstermeye çalışıyor, yorumlar yapıyor, tavsiyelerde bulunuyor. Borsada hisseleri işlem gören şirketlerin sayısı hızla 300'e doğru çıkıyor. İMKB giderek daha fazla şirketin işlem gördüğü bir yapıya bürünüyor. Bu sayının yakın bir gelecekte 400'ü geçeceği tahmin ediliyor. Firmalar yeni yatırım kararları öncesinde kaynak maliyetini en aza indirgemek için halka açılmayı ciddi bir alternatif olarak değerlendiriyor.

Peki Türkiye'de borsayı ve dolayısıyla borsaya yatırım yapmaya başlayan yatırımcıları nasıl bir gelecek bekliyor? Borsada yeni endeks patlamaları yaşanabilir mi? Borsa orta ve uzun vadede yatırımcısına enflasyon oranı ve alternatif yatırım araçlarına göre daha fazla kar ettirir mi? Her şeyden önemlisi borsada yatırım yapmak isteyen yatırımcı bu işin içine nasıl girmeli? Girdiği dünyada kendisini neler bekliyor? Bu yazıda borsanın geleceği ve borsa yatırımcılığı konusunda 'tüyo' vermeden, "şu hisseyi alın" veya "filanca hisseyi elden çıkarın" demeden genel konuları dile getirmeye çalışacağım.

21 Kasım 2023 Salı

WARREN BUFFETT'TAN PARA TASARRUF ETTİREN 12 HAYAT TAVSİYESİ

Dünyanın en başarılı yatırımcılarından biri olan Warren Buffett, verdiği basit ama derin finansal tavsiyelerle ünlüdür. GOBankingRates’in haberinde ise Buffett’ın kariyeri boyunca dikkat çektiği finansal tuzaklar derlendi.

Kişisel gelişimi ihmal etmek

Buffett'a göre, kişinin yapabileceği en iyi yatırım kendine yatırım yapmaktır. Becerileri ve eğitimi geliştirmek, kazanç potansiyelini önemli ölçüde artırabilir. Üstelik bilgi ve yetenekler, kimsenin sizden alamayacağı varlıklardır.

Kredi kartlarına güvenmek

Kredi kartları kullanışlı olabilir, ancak yüksek faiz oranları, bakiyenin tamamını aylık olarak ödemezseniz, avantajlar hızlı bir şekilde kaybolabilir. Buffett, kredi kartı borcuna yol açabilecek gereksiz harcamalardan uzak durulmasını tavsiye ediyor.

Sık sık bar ve pubların ziyaret edilmesi

Barda içki içmek gibi sosyal aktivitelere yapılan harcamalar hızlı bir şekilde birikebilir. Ev buluşmaları gibi daha uygun fiyatlı sosyal etkinlikleri tercih etmek önemli ölçüde tasarruf etmenize yardımcı olur.

13 Kasım 2023 Pazartesi

EKONOMİ PENCERESİ / AMAN "PİYASALAR" ÖFKELENMESİN...

Cahit UYANIK

Ne zaman masamızdan başımızı kaldırıp televizyona baksak, bir "piyasalar" edebiyatıdır gidiyor. Borsa endeksi düşünce suratımız asılıyor, yükselince her şey daha toz pembe geliyor gözümüze... Faiz denilince artık kimsenin aklına mevduat faizi gelmiyor. Varsa yoksa devletin iç borçlanma ihalelerindeki faiz düzeyini izliyoruz. Anlayacağınız "piyasalar" denilen kavram yaşantımıza öyle girdi ki, işin nereye kadar gidebileceğini kimse kestiremiyor. 

Piyasalar öylesine bir güç ki, zaman zaman ülkenin iç siyasetine bile müdahil oluyor. Üst düzey politikacıların istifa etmesine veya göreve davet edilmesine sebep olabiliyor. Büyük ekonomik ve mali operasyonlarda da zaman zaman piyasaların baskısı ve izini bulmak mümkün. Piyasa denilince "senaryo" kavramı da öne çıkıyor. Kar ve zarar güdüsü ile hareket eden piyasa oyuncularının başarısını (karını artırmasını) ancak başarılı senaryolar sağlayabiliyor. Sonuçta birçok insanın bilgisayar ekranları ve klavyeleri üzerinde oluşturduğu gizli ittifak ve koalisyonlar, hepimizin hayatını yakından ilgilendiren kararlarda etkin hale geliyor. 

13 Ağustos 2023 Pazar

HİSSE SENETLERİ 'KAYDİ' OLUNCA, BASILI HİSSE SENETLERİ YAKILACAK MI?

HİSSE SENETLERİNİN SONU NE OLACAK?

Cahit UYANIK

Meclis Sanayi ve Ticaret Komisyonu geçtiğimiz günlerde Sermaye Piyasası Kanununda değişiklikler yapan tasarıyı kabul etti. Tasarı, Plan ve Bütçe Komisyonundan geçtikten sonra Genel Kurul'da kabul edilirse bazı ilginç gelişmeler yaşanacak.

Tasarı, tüm sermaye piyasası araçlarının kaydi olarak çıkarılması ve takip edilmesini öngörüyor. Yani artık borsa şirketleri hisse bastırıp dağıtmak zorunda olmayacaklar. Bu düzenlemenin kara paranın aklanmasının önlenmesi ve sahte hisse senedi basımını engellemek açısından büyük önem taşıdığı ifade ediliyor.

27 Nisan 2023 Perşembe

BAŞKENTTEN YANSIMALAR / NE OLACAK BU DOLARIN HALİ?

Cahit UYANIK

Geçen yıl Ağustos ayını hatırlayın. Dolar 1 milyon 500 bin lira düzeyinde dolaşıp duruyordu. Çoğu kişi  'Ah şu dolar, 1 milyon 250 bine düşse tüm paramı dolara çeviririm' diyordu. Dolarizasyon alıp başını gitmişti. Döviz büfeleri asgari işlem limitini 100 dolara yükseltmişlerdi. Zavallı bendenizin 50 dolar alabilmek için büfe büfe dolaşma maceramı belki hatırlarsınız. Hal böyle iken kadim dostumuz dolara ne oldu? Aradaki enflasyon farkını da düşünürseniz dolar, geçen Ağustosa göre  1 milyon 250 bin liranın da altına düştü ama kimsenin dönüp yüzüne baktığı yok.

4 Nisan 2023 Salı

"ICE-INTERCONTINENTAL EXCHANGE INC." NEDİR

Intercontinental Exchange, Inc. (ICE) 2000 yılında kurulmuş, küresel finansal borsaları ve takas odalarını işleten ve ipotek teknolojisi, veri ve listeleme hizmetleri sağlayan bir Amerikan şirketidir.  

Fortune 500, S&P 500 ve Russell 1000'de listelenen şirket, finans ve emtia piyasaları için borsalara sahiptir ve düzenlenmiş 12 borsa ve pazar yeri işletmektedir.  

Buna Amerika Birleşik Devletleri, Kanada ve Avrupa'daki ICE vadeli işlem borsaları, Avrupa'daki Liffe vadeli işlem borsaları, New York Borsası, hisse senedi opsiyon borsaları ve OTC enerji, kredi ve hisse senedi piyasaları dahildir.  

27 Eylül 2022 Salı

DÜNYA BANKERLERİNİN KURDUĞU VE TÜRKİYE'YE ILIMLI YAKLAŞAN ULUSLARARASI FİNANS ENSTİTÜSÜ (IIF) BİLE DOLAR KURU TAHMİNİNİ ARTIRDI

Cahit UYANIK

Önemli yabancı finans kurum ve kuruluşları, dolar kurunun yıl sonunda ulaşabileceği düzey hakkındaki tahminlerini yükseltmeye devam ediyor. Bunlardan en sonuncusu Uluslararası Finans Enstitüsü (IIF) oldu. IIF Baş Ekonomisti Robin Brooks, bugün attığı bir tivitle cari açıktaki artış eğilimi sebebiyle, halen 16,5 TL düzeyindeki yıl sonu dolar kuru tahminini 21 TL'ye çıkardıklarını duyurdu. IIF bu yıl mart ayında da, 9,5 TL düzeyinde bulunan yıl sonu dolar kuru tahminini 16,5 TL'ye yükseltmişti. Böylece Türkiye ekonomisine yönelik ılımlı ve muhafazakar tahminleri ile bilinen IIF bile, son 6 ayda dolar kuru tahminini 9,5 TL'den 21 TL'ye çıkararak yüzde 133 artırmış oldu.

IIF nedir ve Türkiye'yi neden yakından izliyor?

IIF nedir ve neden Türkiye ekonomisine yönelik tahminleri daha ılımlı? "Dünya bankerlerinin kurduğu birlik" olarak da tanınan IIF, küresel çapta finans ve ticaret şirketleriyle, bazı kurum ve kuruluşları bünyesinde barındıran bir tür meslek kuruluşu. 1983 yılında, ülkelerin borçlarını ödeyemeyerek temerrüte düştüğünü ilan ettiği 'Latin Amerika Borç Krizi' sırasında 38 önemli uluslararası banka tarafından kurulan IIF, gelişmekte olan ülkelerdeki finans sektörlerini ve dolayısıyla ekonomilerini yakından izliyor.

Zaman içinde 70'den fazla ülkeden 450'ye yakın üyeye oluşan IIF, Türkiye gibi gelişmekte olan piyasalardan çeşitli kurumları da üyeliğe kabul etti. Halen Türkiye'den aralarında bankalar, Türkiye Varlık Fonu ve bazı holdinglerin bulunduğu 17 üyesi olan IIF, yaptığı ekonomik ve finansal tahminlerde ılımlı bir havaya sahip. IIF bu ılımlı davranışıyla; 17 Türk kuruluşundan topladığı aidatların yanı sıra, Türkiye'ye borç veren finansal kurumların faiz ve ana paralarını sorunsuz şekilde tahsil etmek için takınmak zorunda oldukları daha olumlu bakış açısını da temsil ediyor.

22 Kasım 2021 Pazartesi

OKUDUĞUM KİTAPLAR / BABİL'İN EN ZENGİN ADAMI / GEORGE S. CLASON

Cahit UYANIK

Türkçe'de ilk olarak "Babil'in Kervan Taciri" adıyla çevrilerek yayınlanan ve George S. Clason'ın kaleme aldığı kitap, ismi değiştirilerek bir süredir "Babil'in En Zengin Adamı" olarak okuyucularıyla buluşuyor.

Babil, günümüzden 4 bin yıl önce kurulmuş ve insanların refah içinde yaşadığı, şimdiki Irak sınırları içinde kalan bir şehir. Babil Kulesi veya Babil'in Asma Bahçelerini duymayan pek azdır.

"Babil'in En Zengin Adamı" kitabı, bundan 4 bin yıl önce de olsa insanların zengin olmalarının yolunun tasarruf edebilmekten geçtiğini anlatıyor. Daha doğrusu, bu öğüt Babil'in En Zengin Adamı tarafından, fakir kalmış çocukluk arkadaşlarına veriliyor. Arkad adlı bu zengin, kazançlarının yüzde 10'unu tasarruf etmeleri gerektiğini eski arkadaşlarına örneklerle anlatıyor. Yazar Clason, bu tavsiyeleri Babil'den çıkarılan kil tabletlerin okunması sonucu okuyucularına ulaştırıyor.