YENAL ANSEN / HALKBANK'TAN AĞUSTOS MÜJDELERİ
Ansen: '30 Milyar Liraya Kadar Tesis İşletme Kredisi Açıyoruz'
Cahit UYANIK / Leyla YARATAN
Halkbank, yeni genel müdürü Yenal Ansen ile Ağustos ayına hızlı ve müjdeli haberlerle girmeye hazırlanıyor. Ortaklık kuran genç girişimcilere 2 milyar liralık kredi, yurt çapında girişimcilik öncesi eğitim, Girişimci Bilgilendirme Merkezlerinin yaygınlaştırılması ilk akla gelenler... Halkbank Genel Müdürü Ansen sorularımızı yanıtladı:
İntermedya Ekonomi: Geçen hafta açacağınızı belirttiğiniz 'Girişimci Bilgilendirme Merkezi' hakkında ayrıntı verir misiniz?
Ansen: Bankamız yıllardır kredi verirken, öncesi ve sonrasında teknik incelemelerde bulunur. Amaç, kredi isteyen firmanın krediyle alacağı makine, teçhizat ya da işletmesinde kullanacağı malzemelerin kendi açısından uygun mudur değil midir, yapacağı işe yararlı olacak mıdır, kullanacağı teknoloji yeni midir, yeni istihdam alanı açacak mıdır, üretiminde bir gelişme olacak mıdır, standartlarında kalitesinde bir artış olacak mıdır? Bunlar incelendikten sonra bir nevi yol gösterme, danışmanlık hizmeti de verilir. Kredi öncesi yaptığımız bu çalışmayı, kredilendirdikten sonra da yaparız. Özellikle sanayi işletmelerine verdiğimiz krediler 'kontrollü hizmet' şeklinde yürür.
Şimdi bunun bir ilerisine geçiyoruz. Girişimci Bilgilendirme Merkezi Ağustos'ta tamamlanıp hizmete girecek. Şube binası gibi dizayn ediliyor ancak bankacılık yapmayacak, kredi vermeyecek, mevduat kabul etmeyecek. Merkeze telefonu, faksı olan veya bizzat gelen herhangi bir girişimci başvurabilecek. Yalnızca bilgi verip girişimciyi göndermeyeceğiz; uygulamaya da dönük olacak burası... Girişimcinin isteği halinde işyerinde eleman bile bulunduracağız. Böylece işletmede karşılaşılan sorunlar da birlikte çözülecek.
- Bu bilgilendirme merkezlerinin sayısı artacak mı?
Ansen: Evet bankamızın bölge müdürlüklerinde yani İstanbul, İzmir, Bursa, Adana, Malatya ve Samsun'da buna benzer merkezler kuracağız. Bunlar bilgisayarla birbirleriyle bağlantılı çalışacak ve başvuranlar istedikleri bilgiye anında ulaşabilecek. Bir de network oluşturuyoruz. Bu networkte bankamızda daha önce verilen krediler nedeniyle sağlanmış bilgiler olduğu gibi, diğer yerlerden yani DİE, TÜBİTAK, KOSGEB ve meslek kuruluşlarından derlenen bilgiler de toparlanacak. İnsanlarımızın kafasında bir girişim modeli varsa, kredi alsın almasın gençler, ev kadınları veya şu anda bir işi olan esnaf-sanatkarlar; buraya geldiklerinde kendilerine mutlaka bir yanıt verilecektir. Konusunda deneyimli, yetişmiş bir uzmanı mutlaka görecekler. Buralarda tekstil, elektronik, endüstri, kimya, bilgisayar mühendisi gibi teknik kadrolar yanında ekonomistler, istatistikçiler ve bankanın istihbarat müdürlüğünde yetişmiş, uzman birimlerden de destek görecekler. Ayrıca başvuranlar için bir broşür hazırladık. 1990 yılından bugüne ekonomik göstergeler yer alıyor içinde... Bu broşür belli periyotlarda yenilenecek, yaşayan bir broşür olacak.
- Kadın ve genç girişimci kredileri uygulamasında yenilik var mı?
Ansen: O konuda da Ağustos ayı içinde bir düzenlememiz olacak. Şu anda genç girişimcilere 400 milyon liraya kadar kredi kullandırıyoruz. Ancak 3-4 gencin bir araya gelip, daha önce iş tecrübesi olan bir lider etrafında ortaklık kurması durumunda da bu krediyi 2-2,5 milyar liraya kadar artırabileceğiz. Girişimcileri bilgili, lider kişilerle girişimciliğe yönlendiriyoruz. Ayrıca girişimcilere kredi yanında bilgi desteği de vereceğiz. Girişimci isterse, kredi sonrası uzman gönderilmek suretiyle sorunlarının çözümüne yardımcı olacağız. Bu konuda KOSGEB, tüm üniversiteler, TÜBİTAK, Teknoloji Geliştirme Vakfı ve meslek kuruluşlarıyla yazıştık. Bizim yardımcı olamadığımız yerlerde onlardan destek alacağız. KOBİ'lere ihracat, üretim sorunları, gelişme sorunları ve beklenti içinde olduğumuz Gümrük Birliği konularında yardımcı olacak şekilde bilgi ve kredi desteği çalışması bu... Önümüzdeki günlerde diğer kredi limitlerinin de artırılacağını şimdiden söyleyebilirim.
- Genç girişimcilerden krediye ilgi nasıl?
Ansen: Gençlere kredi öncesi, işyeri kurmadan önce hazırlık seminerleri başlattık. Birini İzmir'de, birini Ankara'da yaptık. Burada iş kurdukları zaman karşılaşabilecekleri sorunların ne olduğunu önceden öğrenmiş oluyorlar ve ona göre tedbir alıyorlar. Bunu Milli Eğitim Bakanlığı Çıraklık ve Yaygın Eğitim Genel Müdürlüğü ile beraber bir proje kapsamında Eylül ayından itibaren tüm Türkiye'de uygulayacağız. Kurslarda yaygın bir şekilde 'işyeri kurma hazırlık eğitimi' vereceğiz ki meslek edindirme kurslarının hemen arkasından verilecek.
- Bir süre önce 'kendisi teminat olan parlak projelere destek vereceğinizi' açıklamıştınız. Talep nasıl?
Ansen: Uygulamaya koyduğumuz 'Projenin Kendisi Teminat' yaklaşımı şu: Kredi talep eden firmanın belli bir üretimi ve pazar payı varsa, firmanın yetkilileri veya sahiplerinin ticari itibarı iyi ise daha önce aldıkları kredilerde herhangi bir takılma olmadıysa o zaman 'işin kendisi teminattır' diyoruz. Aldıkları siparişler ve pazarları dikkate alınarak tamamen tek imzalı, herhangi bir ipotek-kefil istemeden kredi uygulamasına başladık. Bu konuda olumlu yanıtlar aldık, özellikle KOBİ'lerden... Bu uygulamayı duyurduktan sonra organize sanayi bölgelerinde yoğunlaşmış olan KOBİ'lerden yoğun talepler gelmeye başladı. Talep önce şube müdürü tarafından inceleniyor ve Proje Değerlendirme Müdürlüğüne intikal ettiriliyor. Firmanın durumu, çerçevesini çizdiğimiz şekle uygunsa kredi herhangi bir ek teminat istenmeden kullandırılıyor. Bazı bölgelerde OSİAD, ASİAD gibi iş adamı dernekleri ile de çalışmalarımız var. Krediyi verirken derneğin referansına bakıyoruz. Yani kendi çatıları altında, gerçekten KOBİ olduğunu ve o çatı altında tanınmış olduğunu bize kanıtladıktan sonra verilen teklifi daha kolay değerlendiriyoruz. Yine kredi prosedürümüzü işletiyoruz ama yine bir referans almış oluyoruz. Onlar da bize gönderdikleri üyelerini titizlikle seçiyor.
- Ev kadını kredisine talep nasıl?
Ansen: Kadınlara evlerinde iş yapmaları halinde 200 milyon liraya kadar kredi veriyoruz. Talep iyi, giderek de artıyor. Bize gelen talepleri değerlendirip kredi verdikten sonra onları da izliyoruz. Yaptığımız temaslarda kabul ederlerse başarılı örnekleri gösteriyoruz, görüştürüyoruz. Gençlere de 400 milyon lira kredi veriyoruz. Yapacakları işin genelde bir mal ya da hizmet üretimi olması gerekiyor ama ticari amaçla yaparlarsa yine kredi alabiliyorlar. Bir turizm acentesi açabilirler, pansiyonculuk, bir bilgisayar programcılığı bürosu olabiliyor. Genelde ekonomide katma değer yaratacak işler teşvik ediliyor. Emlak komisyonculuğu, oyun, eğlence gibi konulara kredi vermiyoruz örneğin... İstihdam yaratacak, üretimi artıracak projeleri destekliyoruz.
- Halkbank olarak sektördeki durumunuz nasıl bir seyir izliyor?
Ansen: 1994 sonunda sistem içinde reel olarak büyüyen bir banka Halk Bankası... Geçen yıl esnaf-sanatkara 2,6 trilyon lira kredi vermeyi planlıyorduk, bunu 8,5 trilyon liraya yükselttik. Mevduatımızda da sisteme göre büyük bir artış sağladık. Aktif büyüklüğümüz reel olarak değer kaybetmedi. Mevduatta 160 trilyon lirayı aştık, yılbaşında 104 trilyon liraydı. Esnaf-sanatkar için bu yıl 20 trilyon liralık kredi hedeflemiştik, Temmuz itibarıyla 20 trilyon liraya ulaştık. Esnaf-sanatkarın kredi talepleri sürüyor. Tabii bunu ekonomik aktivitenin bir göstergesi olarak yorumluyoruz. Geçen yıllarda bunun tersi bir gelişme vardı. 1995'in başından itibaren talepler arttı. Türkiye'nin hemen hemen her yerinden esnaf-sanatkarlar ile yaptığımız görüşmelerde ekonomide belirgin bir canlanma olduğu ifade ediliyor. Bankanın KOBİ'lere açtığı kredilerde de bir büyüme var. Limitlerini yılbaşından itibaren arttırdık. Esnaf ve sanatkarlar dışındaki KOBİ'lere de, küçük işletmelere de 15 milyar lira, orta boy işletmelere de 30 milyar lira limite kadar tesis işletme kredisi açıyoruz.
- Bankanızın verdiği kredilere piyasaya göre daha düşük oranlı faiz uygulaması sürecek mi?
Ansen: Yıllardır KOBİ'ler özkaynaklarını işletmelerinde kullanmışlardır. Zaman içinde de fiyat değişimleri nedeniyle özkaynaklar orada kalmış, başka bir yatırıma gitmemiştir. Ama KOBİ'ye uygun kredi desteği verilmezse, mal alıp yeni bir üretime geçemez. Halk Bankası kredileri her zaman piyasa faiz oranlarının altında uygulanır. Çünkü ekonomiye katkısı olan kredilerdir. Ama sistemin dışında da kalamazsınız. 1994 yılında da ticari bankalara göre kredilerimiz çok yükselmedi. Üretimde, yatırımda bir azalma oldu. Ama 1994'ün son çeyreğinde, 1995'in başından itibaren kredi faiz oranlarını vaat ettiğimiz şekilde aşağıya çektik. Bugün verdiğimiz kredilerle artık talep yaratılabiliyor. Çünkü KOBİ'lere yüzde 75 ila 85 arasında bir faiz uygulayarak orta vadeli kredi veriyoruz. Vadesi 1 yılın üzerindeki orta ölçekli kredilere de yüzde 89 ila 100 arasında faiz uyguluyoruz. Kadın ve genç kredilerine yüzde 40 faiz... Verdiğimiz kredileri mutlaka ekonomiye kazandırmamız gerekiyor.
- Halk Bankasının özelleştirilmesi konusunu nasıl değerlendiriyorsunuz?
Ansen: Biz sadece ticari amaçla çalışan bir banka değiliz. Verdiğiniz kredilere ticari bir anlayışla bakarsanız, öncelikle teminat konusu gündeme gelir, rahat kredi veremezsiniz. İkinci planda ise faizleri yükseltmek zorundasınız. Biz ise karı değil, kredilerin ekonomideki katma değeriyle yarar sağlayacağı düşüncesiyle hareket ediyoruz. Böyle baktığınızda bankanın özelleştirilmesini farklı düşünmek gerekiyor.
Yani yönetimde kredi verdiğimiz kesimlerin temsilcilerini de bulundurarak kredilerin daha etkin, onların da düşüncelerini alarak kullandırılmasında yarar var. Bankanın yaptığı görevler içinde bugün Bağ-Kur, SSK emeklilerine verilen hizmetler var. Bu hizmetleri de bir kamu bankası olarak üstlenebiliyoruz. Türkiye'nin en küçük yörelerine kadar 761 şubemiz var. Dış ticaret ve döviz işlemlerinde de etkin bir bankayız. Böyle baktığımızda özelleştirme 'kamunun hisselerini azaltmak ama her halükarda kamunun hissesini kontrollü tutarak bu hizmetleri sürdürmek' şeklinde olacaktır.
Bu, kamu bankalarına dönük değişik bir model olacaktır. Çünkü banka olarak gerçekten büyük bir aktif (varlık) yapısındayız. Bu nedenle kamu bankalarının satılması kolay değil, satılamaz. Meslek örgütü temsilcileri yönetime alınarak, bir parça hisse verilerek yönetimde bulunmaları sağlanacak şekilde bir özelleştirme modeli geliştirilebilir.
(Bu röportaj haftalık İntermedya Ekonomi dergisinin 30 Temmuz-05 Ağustos 1995 tarihli, Yıl: 2, Sayı: 26'da yayınlanmıştır.)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder